ULUDERE RAPORU
Tarih: 5.01.2012 | Okunma Sayısı: 7170
DOĞU VE GÜNEYDOĞU İLLERİ BAROLARI


ŞIRNAK İLİ ULUDERE (QILEBAN) İLÇESİ GÜLYAZI (BUJEH) ORTASU (ROBOSKİ) KATLİAMI İNCELEME VE ARAŞTIRMA RAPORU



OLAY        : Şırnak ili Uludere (Qıleban) ilçesi sınır köyleri olan Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) Köylerinden sınırı geçmiş ve Türkiye’ye dönmek isteyenlerin sınırda 28.12.2011 günü saat 21.37 ile 22.24 arasında TSK’ne ait F16 uçaklarıyla bombalanması sonucu 17’si çocuk, tamamı erkek olmak üzere toplam 35 insanın toplu halde yaşamlarını yitirmesi, 1 kişinin yaralanması ve 2 kişinin yara almadan sağ kurtulması olayı.


AMAÇ    : Olayın mağdur ve tanıklarıyla, resmi mercilerle görüşerek kamuoyuna doğru bilgi vermek ve gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkı sunmak.


                                                 HEYET    
BARO BAŞKANLARI:

Şırnak Barosu Başkanı Av. Nuşirevan ELÇİ, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Mehmet Emin AKTAR,   Mardin Barosu Başkanı  Av. Azad YILDIRIM, Batman Barosu Başkanı Av.Yusuf TANRISEVEN, Bitlis Barosu Başkanı Av. Enis GÜL , Hakkari Barosu Başkanı Av. Kutbettin BAYAZİT.

BAROLAR:

ŞIRNAK BAROSU :

Başkan Yardımcısı Av. Ali Bayram, Genel Sekreter Av. Abdullah FINDIK, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Serhat KADIRHAN  Üyeler: Av. Sertaç ÖSKAN, Av. İlker BİRLİK, Av. Abdulaziz TOKAY, Av. Hişyar TAY,  Av. Nimet KUZU,  Av. Cihan MUNİS, Av. Rahşan GÜLEÇ, Av. İlknur YOKUŞ TANİŞ, Av. Saime ÖZÇINAR, Av. Mesut GEREZ, Av. Pırşenk  BARTAN, Av. Hüsnü KAPLAN,    Av. Osman CİNGÖZ,   Av. Cevat KUNUR,  Av. Mehmet Şivan HALAVRUT,  Av. Mehmet Emin MÜŞTAK,  Av. Orhan UCA,  Av. Bilal AKTUĞ,  Av. Özgür KALKAN,  Av. Rüstem TATAR,  Av. Fırat SOYSAL, Av. Aycan İRMEZ, Av. Hüsnü ŞAVLUK, Av. Hakim TANİŞ, Av. Engin BALTA, Stj.Av. Büşra DEMİR, Stj. Av.Remzi EDİZ.

 DİYARBAKIR BAROSU:

Başkan Yardımcısı Av. Süleyman BİLGİÇ, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Cihan AYDIN  Üyeler: Av. Sabahattin ACAR, Av. Abdullah ÇAĞER, Av.Nurettin SEVİM, Av. Yunus MURATAKAN.

Bu raporda, ayrıca olaydan hemen sonra olay yerine giden heyet içerisinde bulunan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri Av. Selahattin Çoban ve Av. Abdurrahim Ay ve Diyarbakır Barosu  Üyesi  Av. Serdar ÇELEBİ’nin  gözlemlerinden de yararlanılmıştır.


 
    
MARDİN BAROSU:

Üyeler: Av. Mahmut GÜVEN, Osman Zuhat BİLEN




Hakkari BAROSU:

Baro Saymanı: Salih AKBULUT    Üyeler: Feridun GÜLER,  Necip KORKMAZ, Fırat İKE, Murat MENGEŞ, Ali DEMİR

                           Doğu ve Güneydoğu Baroları dönem sözcüsü olan Batman Barosunun çağrısı ve Şırnak Barosunun girişimleriyle 31 Aralık 2011 günü Şırnak ili Uludere (Qıleban) ilçesi sınır köyleri olan Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerine taziye ziyaretine gitmek ve bu arada olayın mağdur ve tanıklarıyla görüşme kararlaştırılarak değişik illerden yola çıkan heyet Şırnak çıkışında bir araya gelerek taziyenin bulunduğu Gülyazı (Bujeh) köyüne saat 13.30 sularında ulaşılmıştır.

                     HEYETİN GİDİŞİ VE TEMASLARI:

           Heyetimizin ziyaretinin cumartesi gününe rastlaması ve resmi dairelerin kapalı oluşu nedeniyle  resmi makamlarla temas sağlanamamıştır.

 
Heyet üyeleri öncelikle kurulan taziye çadırında yakınlarını kaybedenlere taziyelerini sunmuştur.

Heyet üyelerinden Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Av. Süleyman BİLGİÇ, Diyarbakır Barosu üyesi Av. Yunus MURATAKAN, Şırnak Barosundan    Av. Cevat KONUR, Av. İlknur TANIŞ ve Av. Osman CİNGÖZ  mağdur yakınları ve bilgi sahibi yurttaşlarla görüşerek olayla ilgili bilgilerine başvurmuşlardır.        
               
1)    Taziye Yeri İzlenimleri:  31.12.2011 günü saat 13.30 sıralarında köydeki taziye yerine varıldı. Taziye çadırı olarak kullanılan portatif kapalı futbol sahasının çevresi ve içerisi oldukça kalabalık idi. 40-50 civarında  taziye sahibi taziyeleri kabul ediyordu. Bir o kadar kişi de çay ikramı yemek ile ilgileniyor gelenlere hizmet ediyordu. Taziye için gelenlerden oluşan kalabalık ise içeride dışarıda olmak üzere yüzlerce kişiden oluşuyor ve sürekli gelen gidenler oluyordu. Ölenlerin ruhuna okunan fatihalar, Kürtçe taziye bildirme ve kabulleri ile acılar paylaşılıyordu. Devlet kaynaklı öldürülmenin acı oluşu, bir daha böyle olayların yaşanmaması  ve mağduriyetlerin giderilmesi, üzüntü dilekleri , genel ifade edilen  konulardı.

2)    Olayla ilgili bilgisine başvurulan vatandaşlar genel olarak şunları ifade etmişlerdir  :
Bu bölgede insanlar, genelde sınırın diğer tarafındaki köylerde yaşayanlar ile akrabadır. Bölge dağlık olup gelir getirebilecek bir faaliyet imkanı yoktur. Hayvancılık da iklim ve çatışma koşullarından dolayı gelişmemiştir. Vatandaşlar genelde sınırın diğer tarafından sigara, bir iki bidon mazot, gıda ürünü alıp yük başına da 50 TL gibi bir gelir elde etmektedirler.
İfade edilen diğer hususlar da şöyledir:
Bu olayda ölenlerin genelde çocuk ve genç olduğu (genelde 12-25 yaş aralığı), okuyanların kendi okul ihtiyaçlarını, gençlerin sınır ticareti ile az da olsa zorunlu ihtiyaçlarını karşılamayı amaçladıkları, bunlardan Selam ENCÜ’nün inşaat mühendisliğini kazandığı ve bu işten alacağı 50 TL’yi okula dönmek için yol parası yapmayı düşündüğü , ancak bombalamada öldüğü, keza yoksul oldukları, yaşamak için gelir kaynağı bulunmadığından başka çarelerinin olmadığı Köylülerce belirtilmiştir.
Sınır ticaretine yasal engel olsa da yaşama koşulları acımasız olduğundan zorunlu olarak sınır ticareti yapıldığını, ayrıca bu durumu bölgedeki askerlerin de bildiği genelde müsamaha edildiği ,  gidiş gelişlerde kolaylık gösterildiğini belirtmişlerdir.
3)    Olayda ölen sivillerin, karakol askerlerince bilinen tanınan köy çocuk ve gençleri  olduğunu, olaydan sağ kurtulanların  olay esnasında   güvenlik güçlerince DUR ihtarı veya uyarı almadıklarını belirttiklerini,  güvenlik güçlerinin sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden genelde haberdar olduklarını, müsamaha gösterdiklerini,  kullanılan yol güzergahının sürekli sınır ticareti amaçlı kullanıldığını, olay günü yükleri ile sınıra geldiklerinde  askerlerce dışarıda tutulduklarını, dışarıda tutulan iki üç grubun biriktiğini, orada önce aydınlatma fişeği ve  top-obüs atışı yapıldığını, sonra uçaklarla bombalama yapıldığını, kaçmaya çalıştıklarını, ancak dört uçak tarafından bir, bir buçuk saat bombalama yapıldığını, telefonla ailelerine ulaşarak durumu bildirenler  olduğunu, korucu aileleri ve muhtar yardımı ile telefonla ulaştıkları Köy taburuna ait  askerlerin bir şey yapamayacaklarını, olayın Ankara, Diyarbakır ve Malatya kontrolünde olduğunu söylediklerini, göz göre göre bu çocuk ve gençlerin saatlerce bombalandığını ve bu insanların göz göre göre öldürüldüğünü söylemişlerdir. Olaydan sonra devletin cenazeleri almak için gelmediğini, askerlerin olay bölgesinden tamamen çekildiklerini, cenazelerin köylüler tarafından alınarak kendi imkânları ile hayvanlar ve  traktörle  köye getirildiğini, keza cenazelerin parçalandığını, yanmış ve tanınmaz durumda olduklarını, yakınlarının cenazeleri giysilerinden tanıyabildiğini ; sonra cenazelerin ailelerce otopsiye ve ambulanslara taşındığını , otopsilerden sonra cenazelerin alınarak onbinlerce vatandaşın katılımı ile topluca defnedildiğini belirtmişlerdir.
4)    Olay sıcak iken, devletten özür veya devletin yardım elini görmediklerini, sonradan bölgeye bakanların geleceğini haber alan kaymakamın köye geldiğini, ancak bir kısım vatandaşça tepki ile karşılandığını , keza bunun üzerine bakanların da taziyeye gelmeyip bir korucu ailesinin evine gittiğini ve  sonra  köyden ayrıldıklarını, bakanların kendileriyle görüşmediğini belirtmişlerdir.
         GÖRÜŞÜLEN KİŞİLERİN BEYANLARI  (ÖZET):
         Servet ENCÜ:Şırnak Uludere Gülyazı (Bujeh) Köyündenim, olay günü ben de bombalananlar arasındaydım. Olay günü sınırdan karşıya geçip yükümüzü aldıktan sonra geri dönüyorduk. Genelde askerler sınır ticareti amaçlı bu gidiş gelişlere  müsamaha gösterirdi. Günde 150-200 katır yük bu güzergahtan getirilirdi. Bu güzergah, bu yol hep kullanılırdı. O gün dönüşte önden gidenler tarafından  askerlerin geçişe izin vermediği söylendi. Telefonla ulaştıkları yakınları böyle demişti, bize de söylediler. İki üç grup vardı. Gruplar çocuklar ve gençlerden oluşuyordu.12, 13, 14, 15, 16, 17   yaşındaki çocuklar ;    18/23 yaş arası gençler , en büyüğü otuz yaşını geçmiyordu. Sonra uçaklar gelip bizi bombalamaya başladı. Bir grup bir kayanın arkasına sığınmıştı. Kayaları bombalayınca hepsi kayalara gömüldüler. İnsanlar, yükler, hayvanlar hepsi gitti, ben Türkiye tarafına savrulmuşum. Bombalama bir saatten fazla bir buçuk saat kadar sürdü. Ben o süre zarfında kara batmış vaziyette kaldım. Fark edilmemem kurtulmamı sağladı. Genelde yaz aylarında kullanılan gözetleme kulesinde askerler olur, o gece gözetleme kulesinde kimse yoktu. O gece aydınlatma ve top atışları da vardı.
ABBAS ENCÜ: Irak’a  gidenler, sınıra  geri döndüklerinde, buradaki gözlemcilerine telefon açıyorlar, yol nasıl diye. Asker yoldadır, yolu kapatmışlar. Yol açılana kadar bekleyin, demişler. Onlar da beklemeye başlamışlar. Onların arkasından gelen gruplar da gelip onlarla beklemişler. Saat 9:20’ye kadar, akşamın 9:20’sine kadar beklemişler. Arkadaki gruplar da gelip onlara yetişmiş. Dönmek için askerlerin yoldan çıkmalarını, çekilmelerini beklemişler, bu insanlar 2 saat hudutta beklemişler.
Bu gruplar bir araya gelince  uçaklar gelmiş ve F16 uçakları onların üzerine bomba yağdırmış ve insanların tümü bu şekilde ölmüş. Bombalama seslerini duyduğumuzda gidenler için endişelendik ve oraya gittik. Bombalamadan sonra sınırdaki devletin güvenlik güçleri askerler zırhlı araçlarına binip hemen  kışlalarına gittiler, kimse kalmadı orada, köy halkının  göstereceği tepkiden çekiniyorlardı. Biz olay yerine vardığımızda saat gece 11.00-11.30 olmuştu. Biz oraya yetiştiğimizde ölen insanların ve hayvanların parçalarını bir birinden ayırt edemiyorduk. Baktık, aralarında sağ olan var mı diye, 2-3 kişi yaralıydı. O insanları da getirene kadar yolda can verdiler. Cenazeler yanmışlardı, tanınmıyorlardı, erimişlerdi. Çok kötü bir koku vardı, insanın gözü yanıyordu, sanki gaz bombası atılmış gibi. Gözlerimizi kapatıyorduk. Ağzımızı kapatıyorduk ki cenazeleri bulalım diye. Köylüler ,Muhtar ve Korucu başının haber vermişlerdi, ama gelen hiçbir devlet görevlisi olmadı. Cenazelerimizi aldık, zaten traktörle getirdik. Traktörle öbür gün saat 11’e kadar cenazelerimizi taşıdık.


BİLGİ SAHİBİ  VATANDAŞ (1)    : Daha sonra yaklaşık 200 asker gidip orayı temizledi. Dün (30.12.2011) 6 helikopter 12 sefer gidip geldi. Askerler oraya gidip oradan bir şeyler getirdiler. Orada olayın izine ilişkin bir şey bırakmadılar. Zaten her taraf kardır.
BİLGİ SAHİBİ  VATANDAŞ (2) : Bu olay olduğu zaman bazıları cenazelere gitmişler. Cesetleri halen sıcakmış, tahminime göre eğer o zaman ambulans ve doktor zamanında gitseydiler belki birkaç kişiyi kurtarırlardı. Devlet görevlileri gelmedi. Yani sanki böyle bir şeyin olmasını istiyorlardı. Her 3 grubu da bir yere topladılar. Onlar da askerleri biliyorlardı. İnandılar. Her 3 grup da bir yerde toplandı. Sonrasında uçakları çağırmışlar. Uçaklar bomba yağmuruna tutmuşlar. Bildiğimiz kadarıyla kötü bombalardı. Kesinliğini bilmiyoruz. Bazıları birbirlerin kucaklarına atlamışlar, çünkü çocuktular. Yani korkmuşlardı, birbirlerinin kucağına atlamışlardı. O şekilde ölü bedenleri bulundu. Bazıları birbirlerinin ellerini tutmuşlar. O şekilde ölmüşler. Birçoğunun da şahadet parmağı kalkmış vaziyette idi, şahadet getirmiş olmalılar. O şekilde görünüyor. O şekilde can vermişler. Parmakları otopsi yerine gidene kadar da düzelmemişti. Yani biz çok üzgünüz.

BİLGİ SAHİBİ VATANDAŞ  (3) : (Cep telefonundaki resmi göstererek) Bu onun elidir. Bu kadar kalmış dışarıda. Kayanın altında sadece eli kalmış dışarıda.

BİLGİ SAHİBİ VATANDAŞ (4): Sadece birkaç kişi kendilerini suda saklamışlar. Başarılı olmuşlar. Ölmemişler. İlginçtir,  neden acaba bu  bombalar, atılan maddeler sudakileri etkilemiyor da karadakileri etkiliyor. Bunun da derin araştırılması lazım. Zaten akrabalarımız da diyor ki orada çok kötü pis koku geliyordu. Yani  kimyasal silah kullanılmış olabilir. Böyle bir koku olduğu görünüyor.

SERKAN ENÇ : Kardeşim gidenler arasındaydı. En fazla iki bidon mazot getirecekti. Saat 10 olduğunda haber geldi. Hepimiz, mesela biz saat gece 10’da oraya gittik. Biz oraya gittiğimiz zaman kardeşim… Allah kimsenin başına getirmesin. Kardeşim şahadet getirmişti. O şekilde ölmüştü. Kafaları taşın altında kalmıştı. Bazıları topraktaydılar. Cenazelerimizi çıkarmak için gece 12’den sabaha kadar uğraştık. Kokudan midemiz bulanıyordu. Bazıları çok yanmıştı. Öyle ki tanınmıyorlardı. Bazılarının gözleri büyümüştü. Hastaneye götürdüklerimizden elleri, ayakları yani cesetlerin kime ait olduğu halen tespit edilemeyenler var. Bazılarının gözleri uçmuştu, bazılarının elleri uçmuştu, 8 insanın parçalarını torbalara koyduk. Torbaya koyup, sırtlayarak getirdik. Ben, ölenlerden Seyithan ENÇ’in kardeşiyim.


                                                BASIN AÇIKLAMALARI

                    ŞIRNAK VALİLİĞİ:

Şırnak Valiliği Kriz Merkezi'nden konuyla ilgili yapıldığı söylenen yazılı açıklamada, ''Irak'ın ilimiz Uludere ilçesine yakın sınırında 28.12.2011 Çarşamba günü gerçekleştirilen hava harekatı sonucunda 35 kişi hayatını kaybetmiş, 1 kişi yaralanmıştır. Konu ile ilgili gerekli adli ve idari tahkikat başlatılmıştır.'' denilmiştir.
         GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI:
29.12.2011 tarihli ve saat 11: 45 ve  BA - 33 / 11 sayılı resmi açıklaması:
“1.   Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi harekatı, TBMM tarafından 17 Ekim 2007 tarihinde kendisine verilen ve birer yıllık sürelerle yenilenen yetki gereği sürdürülmektedir.
2.   Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinat-Haftanin’e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır.
3.   Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir.
4.   Geçmişte bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, teröristlerin, kullandığı ağır silah, cephane ve patlayıcıları yük hayvanları ile Irak’tan getirerek sınırdan içeri soktukları, teslim olan terörist ifadelerinden bilinmektedir.
5.   Bölücü terör örgütü mensuplarının, Irak Kuzeyinden gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39’da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir.
6.   Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır.
7.   Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir.
8.   Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir.
      Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ

Genel Başkan yardımcısı Hüseyin ÇELİK:
“Bugünkü MYK toplantısına üzücü bir olay damgasını vurdu. Şırnak'da gerçekleşen olay son derece üzücüdür. Sinat Haftanin bölgesinde hava kuvvetleri tarafından bir saldırı düzenlenmiştir. Sonuçta 35 vatandaş hayatını kaybetmiştir. Ben hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet diliyorum ailelerine baş sağlığı diliyorum. İlk etapta terörist oldukları zannı ile saldırı yapılmıştır. Ancak mahalli idarelerden ve ilk giden devlet görevlilerinden bu şahısların büyük çapta sigara kaçakçıları oldukları kimlikleri açıklanmadan tespit edilmiştir. Haklarındaki bilgilere araştırmalar sonucu ulaşılacaktır.
Hayatını kaybedenlerin ailelerine baş sağlığı diliyorum. Yapılan bir hata varsa bu tespit edilecektir. İlk bilgilere göre terörist değil kaçakçı oldukları yönünde.. Yüzde yüz kaçakçı olduklarına ilişkin bir durum olsa dahi bu insanlar böyle bir sonu hak etmiyor. Burada bir kasıt sözkonusu değildir. 33 Kurşun benzetmesini yapanlar büyük bir yanlış içerisindedir. İlk bilgiler doğruysa bu bir operasyon kazasıdır. Bir hata varsa asla örtbas edilmeyecektir.
Genelkurmay'ın 8 maddelik açıklamasını çok dikkatlice okudum. Hatırlayın Hantepe saldırısında mühimmatlar katırlarla taşındı. O zaman da niçin tedbir alınmadı diye eleştiriler olmuştu. Benim sözlerim ve TSK'nın açıklaması arasında bir tezatlık yok.. Hava harekatı terörist zannıyla yapıldı.
         HÜKÜMET:
Bülent Arınç  2 Ocak 2012 :  Genelkurmayın görüşü doğrultusunda, devlet adına özür dilenmeyeceğini ifade ederek ,  "İşaret fişekleri, top atışlarına rağmen yoluna devam eden bir grup var. 'Biz terörist değiliz' diye birilerine ulaşmasını bekleyebilirdik. Kendilerine ikaz edilmesine rağmen ulaşılamadığı bilgisi var." diyerek   katliamdan köylüleri sorumlu tutmakta, devletin kollanacağı kanısı yaratmaktadır.

BASINDA OLAYLA  İLGİLİ İDDİALAR:
•         Hatalı İstihbarat olaya neden oldu
•         Operasyon kazası oldu
•         PKK kuryeleri idiler
•         PKK  kaçakçı kılığında geldi
•         Devlet Halkını bombaladı
•         35 yurttaşa İHA bombası

           OLAYDA YAŞAMINI YİTİRENLER    :
1.      Özcan UYSAL    30/12/1993 Şırnak/Uludere doğumlu.
2.      Seyithan ENÇ      30/12/1993 Şırnak/Uludere doğumlu.
3.      Cemal ENCÜ      1994 Şırnak/Uludere doğumlu.
4.      Vedat ENCÜ      1994 Şırnak/Uludere doğumlu.
5.      Selim ENCÜ      1973 Şırnak/Uludere doğumlu.
6.      Selahattin ENCÜ      1995 Şırnak/Uludere doğumlu.
7.      Nadir ALMA    1986 Şırnak/Uludere doğumlu.
8.      Celal ENCÜ       1986 Şırnak/Uludere doğumlu.
9.      Bilal ENCÜ  
10.  Şirvan ENCÜ       1992 Şırnak/Uludere doğumlu.
11.  Nevzat ENCÜ      1992 Şırnak/Uludere doğumlu.
12.  Salih ENCÜ          1993 Şırnak/Uludere doğumlu.
13.  Osman KAPLAN      1980 doğumlu.
14.  Mahsun ENCÜ      1994 Şırnak/Uludere doğumlu.
15.  Muhammet ENCÜ      1998 Şırnak/Uludere doğumlu.
16.  Hüsnü ENCÜ      1981 Şırnak/Uludere doğumlu.
17.  Savaş ENCÜ      1997 Şırnak/Uludere doğumlu.
18.  Erkan ENCÜ      1998 Şırnak/Uludere doğumlu.
19.  Cihan ENCÜ      1992 Şırnak/Uludere doğumlu.
20.  Fadıl ENCÜ          1991 Şırnak/Uludere doğumlu.
21.  Şerafettin ENCÜ      1994 Şırnak/Uludere doğumlu.
22.  Hamza ENCÜ      1990 Şırnak/Uludere doğumlu.
23.  Aslan ENCÜ          1994 Şırnak/Uludere doğumlu.
24.  M.Ali TOSUN    1987 Şırnak/Uludere doğumlu.
25.  Kimlik bilgileri      21 nolu cenaze ile aynı
26.  Orhan ENCÜ       1992 Şırnak/Uludere doğumlu.
27.  Salih ÜREK         1995 Şırnak/Uludere doğumlu.
28.  Yüksel ÜREK    1995 Şırnak/Uludere doğumlu.
29.  Adem ANT        1992 Şırnak/Uludere doğumlu.
30.  Hüseyin ENCÜ      1991 Şırnak/Uludere doğumlu.
31.  Bedran ENCÜ      1996 Şırnak/Uludere doğumlu.
32.  Serhat ENCÜ       1995 Şırnak/Uludere doğumlu.
33.  Şivan ENCÜ  
34.  Abdulselam ENCÜ      Şırnak/Uludere doğumlu.
35.  Aidiyeti bilinmeyen kol ve bacak.

                   AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASI GEREKEN HUSUSLAR    :

1.    Olaydan önce sivillerin sınırdan girmelerini askerler niçin ve kimin emri ile engellemiştir?
2.    Olaydan sonra askerler niçin olay yerini terk etmiş ve Türkiye’de tüm basında, televizyonlarda olay flaş haber iken olay yerine niçin intikal etmemişlerdir, cenazelerin toplanmasına iştirak etmemişlerdir, bu emri kim vermiştir?
3.    Ağır yaralı bazı kişilerin tıbbi müdahalesizlikten  öldükleri iddiası karşısında ilgililerin olay yerine gitmeyişinin nedeni nedir, sorumluları kimlerdir?
4.    Olay sonrası Karakola  haber verilmesine rağmen neden olay yerine hiçbir görevli, yetkili gitmemiştir, hangi yetkili bunu engellemiştir?
5.    Olayda kullanılan bombaların türü,  miktarı, etki gücü,amacı, bombalamanın süresi nedir? Aydınlatma fişeği ve karadan top atışı yapılmış mıdır?
6.    İHA’larda ilk görüntü 18:39 ‘da alınmış, bombardıman 21:37 ‘de yapılmıştır. Aradan geçen 3 saat zarfında, bu hususta Başbakan Yardımcısının en ince detayına kadar araştırılıp operasyona karar verildiği açıklaması karşısında, operasyona niçin, nasıl ve kimler tarafından karar verilmiştir, karar verenler bu kararı vermeye yetkili midir?
7.    Gruptakiler “örgüt üyesi olsa”  bile herhangi bir uyarı yapılmadan bu şekilde  bombalanmaları, öldürülmeleri kimin emri ile hangi mevzuata göre yapılmaktadır, yasal dayanağı nedir? Niçin önce “Teslim Ol” çağrısı yapılmamakta ve insanlar yargısız infaz edilmektedir?
8.    Bazı cenazelerin yanmış ve kömürleşmiş olması karşısında bombardımanda kullanılan silahlar arasında kimyasal bileşik kullanılmış mıdır?
9.     Yetkililer olayı bilmelerine rağmen ilk gün niçin kamuoyuna aydınlatıcı açıklamalar yapmamışlardır, Genel Kurmay Başkanlığı’na bağlı uçaklar tarafından bombalanma sonucu ölümlerin meydana geldiği kesin olmasına rağmen bu hususta niçin özür dilenmemektedir?






                              SONUÇ ve KANAAT:
1)    28.12.2011 günü sınırda yaşamını yitiren  35 kişi ile 1 yaralı ve sağ kurtulan  üç kişi olmak üzere anılan 39 kişinin çocuk ve gençlerden oluşan Şırnak ili Uludere ilçesi sınır köyleri olan Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) Köylerinden sivil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldukları, geçimlerini temin için sınır ticareti amacıyla sınırı geçip döndükleri  ve Türkiye Genel Kurmayına bağlı  savaş uçakları tarafından bir saat civarında  bombalandıkları, yaralanma ve ölümlerin  bundan kaynaklandığı hususunun;  yapılan resmi açıklamalar, basında yer alan haber içerikleri, kamuoyuna açıklanan    bilgiler ve olayın tanıklarının, olay hakkında bilgi sahibi olanların anlatımları ile  tespitli olduğu,  
2)    Olaydan sonra resmi makamların  cenazeleri almak için olay yerine gelmediği,  cenazelerin köylüler ve ölenlerin yakınları tarafından alınarak kendi imkânları ile hayvanlar ve  traktörle  köye getirildiği, keza cenazelerin parçalandığı, yanmış ve tanınmaz durumda oldukları, cenazelerin ailelerce otopsiye ve ambulanslara taşındığı , otopsilerden sonra cenazelerin alınarak onbinlerce vatandaşın katılımı ile topluca defnedildiğinin   kamuoyunun bilgisinde olduğu,
3)    Resmi makamların; ölen sivillerin,  PKK’li oldukları zannedilerek hataya binaen bombalanarak öldürüldükleri, olayın bir operasyon kazası olduğu  yolundaki açıklamaları; yukarıda açıklanan olayın oluş şekli, bombalamanın süresi, kamuoyunda yer alan bilgiler, resmi makamların cenazeleri almak için gitmeyişi, ölenler ve yakınlarına karşı tereddütlü ve kademeli yaklaşımı;  ölenlerin yakınlarının resmi makamlara, kaymakama tepkisi ve bakanların bir korucu ailesini ziyaret  dışında  taziye yerine gidemeyişi ve yöre halkıyla irtibat kuramamasından  anlaşılacağı üzere olayın, ölenlerin yakınları ve yöre halkında devletin resmi makamlarına  karşı tepki, güvensizlik algısı  ve “duygusal kırılma” yaratmış olduğu; Hükümet kanadının taraflı algılanan  açıklamalarının ve kararlı şekilde olayı aydınlatma iradesi göstermeyişinin, bu tutumu ısrarla sürdürmesinin, hukukla izah edilemeyen pervasızca açıklamalarının; bölge insanının, Kürtlerin kendilerini öteki hissetmelerine yol açtığı,   “duygusal kırılma” yarattığı ve sorunların çözümsüzlüğünü derinleştirdiği, keza olayın “Katliam” olarak algılandığı,
4)    Türkiye’de Kürt meselesinin çözülmeyişi , bu meselenin bir kimlik meselesi değil de bir asayiş sorunu olarak algılanması, çatışmalı ortamın sürmesi,” Terörle Mücadele “ adı altında yürütülen hukuka aykırı uygulamaların ve insan hakları ihlallerinin bu “Katliam”a uygun ortam hazırladığı; oysa ki Türkiye’nin demokratikleşmeye, barışa,  insan haklarına saygı gösterilmesine  ihtiyacı olduğu,
5)    Bu  katliamın, yukarıda açıklananlar ışığında "kasıtlı" yapıldığına dair güçlü delillerin olduğu; Cumhurbaşkanı , Başbakan , hükümet ve iktidar partisi sözcülerinin katliama dair yaptıkları açıklamaların olayın gereğince üzerine gidilmeyeceğine dair kaygıları artırdığı,
6)    T.C. Anayasa’sının 90. Maddesi gereğince usulüne göre kabul edilmiş uluslar arası sözleşmeler kanun hükmünde olup Anayasa’ya aykırılıkları dahi ileri sürülemez olduğundan bu olayın,   uluslar arası mevzuat hükümleri çerçevesinde  uluslar arası kuruluşların ilgisine aday olduğu,
7)    Bu itibarla olaydan zarar görenlerin,  ölenlerin yakınlarının maddi ve manevi zararlarının devlet tarafından tazmin edilmesi öncelikli olmak üzere; olayda kasıt, ihmal ve sorumluluğu olanların derhal soruşturularak , görevlerinden alınmaları ve yargılanarak eylemlerinin karşılığı olan  cezayı almalarının sağlanmasının,  ölümlerin  Genel Kurmay Başkanlığı uçaklarının bombalaması sonucu meydana geldiği kesin olduğundan bu hususta vatandaşlardan özür dilenmesinin, ayrıca TBMM’de  bu hususta meclis soruşturması açılmasının ve  bir araştırma komisyonu kurulmasının   hukuk devleti olmanın, temel insan haklarına saygının, adaletin gereği olduğu  kanaatine varılmıştır.
                              Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur.

         ŞIRNAK BAROSU             DİYARBAKIR BAROSU      MARDİN BAROSU                 

        BATMAN BAROSU           BİTLİS BAROSU                   BİNGÖL BAROSU

        HAKKARİ BAROSU         KARS-ARDAHAN BÖLGE BAROSU                                

        VAN BAROSU                    TUNCELİ BAROSU               AĞRI BAROSU
24.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.