ŞIRNAK İLİ ZARAR TESPİT KOMİSYONU BAŞKANLIĞINCA YÜRÜTÜLEN BİR KISIM İŞ VE İŞLEMLERDE GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZİ İÇEREN RAPOR ŞIRNAK VALİLİĞİNE SUNULMUŞTUR.
Tarih: 8.08.2022 | Okunma Sayısı: 3751

VALİLİK MAKAMINA

                                  ŞIRNAK 

 

 

 

Konu                          : Şırnak İli Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığınca yürütülen bir kısım iş ve işlemlerde görüş ve önerilerimizin belirtilmesi hakkında.

 

Açıklamalar               :

  • 1-Malumunuz olduğu üzere Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar Yasa kapsamı dışında tutulmuş, Valilikler nezdinde oluşturulacak komisyonların oluşumunu belirleyen 4. maddesinde; "Zarar tespit komisyonları illerde; bu Kanun kapsamında yapılacak başvurular üzerine on gün içinde kurulur. Komisyon, bir başkan ve altı üyeden oluşur. Valinin görevlendireceği vali yardımcısı komisyonun başkanı; maliye, bayındırlık ve iskân, tarım ve köy işleri, sağlık, sanayi ve ticaret konularında uzman ve o ilde görev yapan kamu görevlilerinden vali tarafından belirlenecek birer kişi ile baro yönetim kurulunca baroya kayıtlı olanlar arasından görevlendirilecek bir avukat komisyonun üyesidir. Komisyonun başkan ve üyeleri her yıl ocak ayının ilk haftasında yeniden belirlenir. Eski üyeler yeniden görevlendirilebilirler. İş yoğunluğuna göre aynı ilde birden fazla komisyon kurulabilir." kuralı düzenlenmiş, bu Komisyonların görevlerini belirleyen 5. maddesinde; zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu halinde Yasa kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek ve kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkılarını araştırmak bu görevler arasında sayılmış; aynı Yasa'nın 7.maddesinde ise; a)hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararlar, bu Yasa'ya göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmıştır.

 

  • 2-20/10/2004 gün ve 25619 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinde de 5233 sayılı Yasa'yla aynı doğrultuda düzenlemelere yer verilmiş, anılan Yönetmelik'in "Bilgi ve belgelerin toplanması" başlıklı 10. maddesinde; "Komisyon ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adli ve askeri teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir. Komisyon tarafından görevlendirilen kamu görevlileri öncelikli olarak komisyon tarafından verilen görevleri yerine getirirler." ayrıca "Komisyonca keşif yapılması" başlıklı 11. maddesinde ise; "komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir." kuralına yer verilmiştir. 20/10/2004 gün ve 25619 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, Komisyonun çalışma yöntemini düzenleyen 10. maddesinde; Komisyonun ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adli ve askeri teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebileceği, Komisyonun, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabileceği veya bunlardan görüş alabileceği, Komisyon tarafından görevlendirilen kamu görevlilerinin öncelikli olarak Komisyon tarafından verilen görevleri yerine getirecekleri belirtilmiş, 11. maddesinde de; Komisyonun gerek görmesi halinde keşif yapabileceği, Komisyon başkanının, belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildireceği, başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitlerinin keşif mahallinde hazır bulunacağı, muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunmasının temin edileceği, 29. maddesinde ise; bu Yönetmeliğe göre yapılacak tebligatlar hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ancak yapılacak tebligatın memur vasıtasıyla yapılmasının esas olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
  • 3-Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle Kanun kapsamında karşılanabilecek nitelikte maddi zarara uğradığını iddia eden kişilerin bu zararlarının tazmini amacıyla başvurmaları halinde kurulacak Zarar Tespit Komisyonlarının, bu Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığı ve bulunması halinde miktarının ne olduğunu tespit etmek amacıyla ilgili yerlerden her türlü bilgi ve belge istemek, bilirkişi görevlendirmek ve gerektiğinde keşif yapmak gibi kapsamlı bir araştırma-inceleme görevi ve yetkisi ile donatıldığı anlaşılmaktadır.
  • 4-Şu halde, Zarar Tespit Komisyonları tarafından, Kanun kapsamında tazmini gereken bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek amacıyla; malvarlığında meydana gelen zararlarda; kişinin terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetlerden dolayı zarar gören mal varlığı bulunup bulunmadığı, şayet böyle bir malvarlığı var ise niteliği ve kapsamı gibi hususların, Kanun ve Yönetmelik tarafından gerekli araştırma ve incelemeleri yapmak üzere kendisine tanınan vasıtalardan da yararlanmak suretiyle tespit edilmesi ve Kanun kapsamında tazmini gereken gerçek zarar miktarının ortaya konulması gerekmektedir.
  • 5-5233 Sayılı Kanunun ‘’Zararın Tespiti’’ başlığı altında düzenlenen 8.Maddesi

         Zararın tespiti Madde 8- 7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.

       Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen uygulanır. Demektedir.

     

               8.Maddenin 2.fıkrası açıkça kamulaştırma Kanunun 11.Maddesine atıfta bulunarak arazilerden kaynaklı zararların Kamulaştırma Kanunun 11.maddesinde düzenlenmiş bulunana esaslara göre tespit edileceğini hüküm altın almış bulunmaktadır.

    Kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarını düzenleyen 2942 Sayılı Yasanın 11.Maddesi aşağıda yazıldığı gibidir:

             Madde 11 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/6 md.) 15 inci madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;

                           a)Cins ve nevini,

                           b) Yüzölçümünü.

                           c) Kıymetini ektileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini,

                           d)Varsa vergi beyanını,

                           e)Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini,

                           f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini.

                           g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini,

                           h) Yapılarda, (…) (2) resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,

                           ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit ederler.

                            Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz. Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü gerekçeleriyle belirtilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir.

    Görüldüğü gibi 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun 11.Maddesi,bedelin tespiti esaslarını düzenlemiştir.5233 Sayılı Yasanın 8.maddesi ile atıfta bulunulan 2942 Sayılı 11.maddesinin F bendi arazi zararlarını net gelir metoduna göre yapılacağını amir bir biçimde açıklamaktadır.

  • 6-Yukarıda anlatılanlar ışığında;

Anayasamızın 2.maddesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hükme bağlamıştır. Hukuk devletinin anlamı, iş ve işlemlerinde anayasa, mevzuat ve evrensel hukuk ilkelerine uyan devlettir. Hukuk devletinin bir anlamı da sorumluluğunu vatandaşa yüklemekten kaçınan devlettir. Bu çerçeveyi de ortaya koyduktan sonra Kamulaştırma Kanunun 11.Maddesinin f bendinin nasıl uygulandığını emsal raporlar ile arz etmek istiyoruz. Şırnak İli ve ilçelerinde Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmekte olan kamulaştırma davalarında Cizre İlçesi, Şırnak Merkez İlçe ve Silopi İlçesinden derlediğimiz bir kısım ziraat mühendisleri kurul raporlarını ekte sunuyoruz.

a-Botaş kurumunun taraf olduğu ve Silopi Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020-344 Esas sayılı kamulaştırma dava dosyasında verilen, Şırnak İl Tarım Müdürlüğünden alınan gelir-maliyet tablosu endeksleri baz alınarak hazırlanmış bilirkişi kurul raporunda buğday bitkisinin baz alındığı kuru tarım arazisi için net gelirin 2020 yılı itibariyle 557 TL olduğu, Mısır ve pamuk bitkilerinin baz alındığı sulu tarım arazisi için net gelirin yıllık 3120 TL olduğu tespit edilmiştir.(Ek 1)

b-DSİ kurumunun taraf olduğu ve Cizre 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019-322 Esas sayılı dava dosyası üzerinden görülmekte olan kamulaştırma davasında Şırnak İl Tarım Müdürlüğünden alınan gelir-maliyet tablosu endeksleri baz alınarak hazırlanmış bilirkişi kurul raporunda buğday bitkisinin baz alındığı kuru tarım arazisi için net gelirin 2019 yılı itibariyle 475 TL, karpuz bitkisinin baz alındığı kuru tarım arazisi için net gelirin 642 TL olduğu, bahçecilik faaliyetleri açısından baz alınan zeytin ve nar bitkilerinin 5x5 m alan kapladığından bahisle dekara 40 meyve ağacının yerleştirileceği, nar bitkisi için net gelirin 2345 TL/da/yıl, zeytin için 9000TL/da/yıl olacağı, diğer sulu tarım arazisi için yıllık net gelirin 1715 TL olacağı tespit edilmiştir.(Ek 2)

c- TEDAŞ kurumunun taraf olduğu ve Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020-669 Esas sayılı kamulaştırma dava dosyasında verilen, Şırnak İl Tarım Müdürlüğünden alınan gelir-maliyet tablosu endeksleri baz alınarak hazırlanmış bilirkişi kurul raporunda buğday bitkisinin baz alındığı kuru tarım arazisi için net gelirin 2020 yılı itibariyle 578 TL olduğu, domates ve biber bitkilerinin baz alındığı sulu tarım arazisi için net gelirin yıllık 3204 TL olduğu tespit edilmiştir.(Ek 3)

d-Aynı bilimsel verilere İdil ve Uludere Asliye Hukuk Mahkemeleri dosyaları üzerinden de ulaşmak mümkündür.

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bakanlık ya da valilikler tarafından yıllık olarak düzenlenen birim fiyatların yasada açıkça emredilen usul karşısında yetersiz kaldığı tazminatı karşılamaktan ve yasanın öngördüğü amaçtan son derece uzak olduğu açıkça görülmektedir.Salt bu noktadan açılacak olan davalarda mahkemelerin bilimsel rapor alacağı,bakanlıkça ya da valiliklerce uygulanan standart verileri değil,il tarım müdürlüklerinde tutulan gelir-maliyet endekslerine göre net geliri hesaplatacağı ve zarar miktarlarını buna göre hüküm altına alacağı aşikardır.Bu durum karşısında maliye hazinesinin gerek kararlaştırılacak fazla tazminat miktarları gerek ise vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ekstradan büyük ölçekli külfet altına gireceği tarafımızdan öngörülmektedir.Bu konuda yol gösteren Danıştay 15.Dairesi bir kararında usulün söylediğimiz dairede olacağını açıkça belirtmiştir:

 

                   D15DEsas : 2011/10415Karar : 2012/10747Tarih : 15.11.2012

Dava; davacının, Elazığ İli, Palu İlçesi, Akbulut Köyünde ikamet etmekte iken meydana gelen terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle malvarlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle uğradığı zararın, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvuru sonucunda, Elazığ Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararıyla tarafına 17.500.00 TL ödeme yapılması yolundaki teklifin kabul edilmeyerek 40.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Elazığ 1. İdare Mahkemesince; 5233 sayılı Kanun’da; kişilerin, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle uğradıkları maddî zararların karşılanmasının öngörüldüğü; 7. maddesinin (d) bendinde, terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararların da Kanun kapsamında bulunduğunun; 8. maddesinde ise, zararların, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler dikkate alınarak, olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirleneceğinin hükme bağlandığı; ayrıca, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinde, Komisyonun, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adlî ve askerî teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebileceğinin belirtildiği, uyuşmazlıkta,
davalı idarece oluşturulan komisyonca, davacının başvurusunun kabul edilerek mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporları esas alınarak bir miktar ödeme yapılmasına karar verildiği, önerilen tazminatın gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu ileri süren davacı tarafından sulhname imzalanmayarak bakılmakta olan bu davanın açıldığı, davacının uğradığı gerçek zararın tespiti amacıyla verilen ara kararlarına Elazığ Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü ile Elazığ İl Tarım Müdürlüğü`nden alınan cevaplardan davacının uğradığı zararın komisyon tarafından belirlenenden daha fazla olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul edilerek 26.851,08 TL tazminatın davacıya ödenmesine, bu tutar ile komisyonca ödenmesi teklif edilen 17.500.00 TL arasındaki farka isabet eden 9.351,08 TL için dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizin davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat isteminin reddine, uyuşmazlığın 17.500.00 TL`sına ilişkin kısmına davacının, 9.351,08 TL`sına ilişkin kısmına davalı idarenin sebep olduğu belirtilerek yargılama giderleri ile avukatlık ücreti bu duruma göre hesaplanarak karar verilmiştir.
Taraflarca, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan kararın aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Temyize konu idare mahkemesi kararının tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır.

                  

Görüldüğü üzere Danıştay, uygulanan birim fiyatlar konusunda mahkemece tazminata esas birim fiyatlarının Zarar Tespit Komisyonlarından değil fakat il tarım müdürlüğünden sorulmasını ve bu müdürlüklerdeki endeksleri baz alan mahkeme kararının doğru olduğuna hükmetmiştir.

Son dönemlerde gerek vatandaşlarımız gerek ise meslektaşlarımızın kurumumuza sirayet eden yakınmaları üzerine sayın makamınıza görüşlerimizi sunmak mecburiyeti hasıl olmuştur.

2022 yılı itibariyle Sulu arazide dekar başına yıllık net gelirin Şırnak genelinde ortalama 3-4 bin TL seviyesinde olmasına karşın komisyonunuzca uygulanan birim fiyat 256 TL

2022 yılı itibariyle kuru arazide dekar başına yıllık net gelirin Şırnak genelinde ortalama 1-1,5 bin TL seviyesinde olmasına karşın komisyonunuzca uygulanan birim fiyat 106 TL

2022 yılı itibariyle bağ-bahçecilikte arazide dekar başına yıllık net gelirin Şırnak genelinde ortalama 15-25 bin TL seviyesinde olmasına karşın komisyonunuz uygulamaları ile (ceviz, badem ve fıstık-en yüksek getirisi olan bitkiler bile baz alındığında)azami dekar başına 900-1000 TL dir. Görüldüğü üzere işlerin yargıya taşınması hem işlerin sürüncemede kalmasına hem de maliye hazinesinin  çok daha ağır külfetler altına girmesine sebebiyet verebilecektir.

          Her olayın yargıya intikaline mahal verilmeden bir sulh müessesi olan komisyonunuzda çözülmesi Şırnak Barosu olarak en temel dileğimizdir. Yıllardır süregelen iş yoğunluğu ve karara bağlanamayan başvurular sebebiyle yaşanan mağduriyetlerin komisyonlarımız uhdesinde çözülmesi, maliye hazinesinin ekstra külfetler altına sokulmaması, bu anlamda sulh olma noktasında vatandaşın mağduriyetinin biraz daha gözetilmesi ve bu konularda daha fazla inisiyatif alınması bu suretle gerek vatandaşların ve gerek ise meslektaşlarımızın yargı yoluna gitmelerinin asgari seviyeye çekilmesi hepimiz açısından önem arz etmektedir.

 

Sonuç             : Açıklamaya çalıştığımız ve resen nazara alacağınız diğer sebeplerden dolayı komisyon uygulamalarımızda işlerin yargıya taşınmasının, maliye hazinesinin ekstra külfet altına sokulmasının ve vatandaşların mağduriyetinin önüne geçilmesi bakımından alınacak kararlarda ilgili yasa ve yönetmelik maddeleri de gözetilerek daha fazla hassasiyet gösterilmesi için gereğini bilgilerinize saygılarımızla arz ederiz.

 

 

 

                                                                                                                                Şırnak Barosu Başkanı

                                                                                                                             Av. Rojhat DİLSİZ

22.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.