DUYURU
Tarih: 24.12.2021 | Okunma Sayısı: 703

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

                                                              ŞIRNAK

 

 

           

Başsavcılığınız tarafından bir süredir, avukatlar, adliye girişlerinde, hukuka, yasaya ve mevzuata aykırı olarak, eşyalarını x-ray cihazına koymaya ve duyarlı kapıdan geçmeye zorlanmaktadır. Yargının üç kurucu eşit bileşeninden biri olan savunmanın meslek örgütü Baro Başkanlığımızca bugüne kadar yapılan bütün çalışma ve görüşmelere rağmen sorun ne yazık ki çözülemediği gibi, her geçen gün daha da büyümektedir.

 

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun emredici nitelikte hükümler içeren 58. maddesi yürürlüktedir: 

 

"Soruşturmaya yetkili Cumhuriyet Savcısı:

 

Madde 58 – (Değişik : 23/1/2008-5728/331 md.) Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve kayıtlı olunan baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz. (1)

 

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi, haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez."

 

Yasa koyucu, ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzerinin aranamayacağını açık ve tartışmasız bir şekilde düzenlemişken, yargıyı var eden ve meşru kılan, kamusal nitelikte yargı görevi yapan, yurttaşlarımızın adil yargılanma ve hak arama özgürlüğünün temsilcisi ve güvencesi olan Avukatları “olağan şüpheli”, “potansiyel suçlu”  gibi gören bir anlayışın yansıması olan uygulama hukuka aykırıdır, yasa dışıdır, anlaşılamaz ve kabul edilemez.   

 

Uygulamanın bir başka yanı da, Avukatlara yönelik ayrımcılık içermesi, Avukatları “ötekileştirmesidir”; çünkü, Adliye girişlerinde yargıçlar, savcılar, güvenlik görevlileri pratikte hiçbir aramaya tabi tutulmamakta, eşyalarını x-ray cihazına koymamakta, duyarlı kapıdan geçmemektedir. Yalnızca bu bile savunmaya bakış açısının ne olduğunu göstermeye yeterlidir. Doğru olan, hukuki olan, yasal olan ve olması gereken, avukatların da, savcıların da, yargıçların da, adaleti birlikte dağıttıkları iş alanları olan Adliyelere hiçbir arama vs olmadan girebilmeleridir. 

 

Avukatlık iç hukuktaki düzenlemeler ile birlikte uluslararası düzenlemeler ile de bağımsızlığının korunmasına özen gösterilen bir meslektir. İHAM  tarafından verilen (16.12.1992 tarihli Niemetz/Almanya) kararında da vurgulandığı üzere  “.. Aranan kişi avukat olduğunda, mesleki gizliliğe tecavüz edilmesi, adaletin gerektiği şekilde dağıtılması üzerinde olumsuz sonuçlar oluşturarak, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde teminat altına alınan hakları da ihlal edebilir. Ayrıca bu durum, başvurucunun mesleki itibarını da etkiler….”

 

Bununla beraber Türkiye’nin de taraf olduğu ve 27 Ağustos-7 Eylül 1990 tarihleri arasında Havana’da toplanan Suçların Önlenmesine ve Suçların Islahı Üzerine Birleşmiş Milletler Konferansı tarafından kabul edilen Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler (Havana Kuralları)’nın ilk 8 maddesinde, herkesin avukata ve adli hizmete ulaşma, gözaltında avukata derhal erişme ve avukat ile şüphelinin tam bir gizlilik içerisinde görüşme hakkı düzenlenmiştir.

 

Aynı şekilde 22.maddede “ hükümetler, avukatlar ile müvekkilleri arasında mesleki ilişkiler kapsamındaki bütün haberleşme ve görüşmelerin gizli olduğunu kabul eder ve buna saygı gösterir” demektedir.

 

Sakarya 2. İdare Mahkemesi’nin İstanbul Bölge İdare Mahkemesince de onanan 2019/421 esas ve 2019/817 karar sayılı kararında çanta aramasının üst aramasından sayılacağı, önleme aramasının dayanağı olan PVSK 9. Maddeye dayanarak çıkarılan yönetmeliğin ise Avukatlık Kanunu’ndaki düzenlemenin önüne geçemeyeceği belirtilmektedir.

 

Bununla birlikte Türkiye’deki toplam adliye sayısı ve yazımıza konu uygulamanın yapıldığı adliye sayısı karşılaştırıldığında (Edindiğimiz bilgilere göre bu sayı 5 bile değildir.), aynı hukuk sistemine ve yasalara bağlı olunmasına karşın, yapılan keyfilikler ve değişen uygulamalar daha açık ve net görülebilecektir.  

 

Bugüne kadar yapmış olduğumuz tüm girişimler bu anlamda sonuçsuz kalmış, Başsavcılığınız hukuka ve yasaya aykırı uygulamaya malesef devam etmiş, adliye girişlerinde sorun yaşayan meslektaşlarımızca kendilerine Başsavcılık tarafından verilen yazılı emrin gösterilmesi istendiğinde, yazılı emir dahi avukatlara tebliğ edil(e)memiş ve eşyalarını x-ray cihazına koymak ve duyarlı kapıdan geçmek istemeyen avukatlar, haklarında tutanak tutulmak kaydıyla ve çeşitli tartışmalardan sonra adliyeye girebilmişlerdir.

 

Yine bu durum avukatlık mesleğinin onuruna ve saygınlığına ağır bir müdahale anlamına gelmektedir.

 

Son olarak Adalet Bakanlığının yazılı görüşünde X-ray ve Duyarlı Kapı uygulamasının Başsavcılıkların inisiyatifinde olduğu belirtilmiştir.

 

T.C Anayasası 10. Madde de “KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK” ilkesi düzenlenmiş olup ilgili maddenin son fıkrasında  “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” demektedir.

 

Anayasanın 10. maddesinde düzenlenen ve hukukun genel ilkeleri arasında yer alan eşitlik ilkesi demokratik bir hukuk devletinin temelini oluşturan en önemli ilkelerden biridir. Açık yasa metni gereği idare tarafından gerçekleştirilen genel, soyut ve objektif nitelikteki işlemlerin eşitlik ilkesine ve hukuka uygun olması, İdari işlemlerin hukuki durumları aynı olan kişilere aynı şekilde uygulanması gerekmektedir. Birçok il ve ilçe adliyesinde avukat geçişlerinde xray ve duyarlı kapı uygulaması bulunmazken; Şırnak il ve ilçe adliyelerinde avukatların xray ve duyarlı kapıdan geçmesinin zorunlu tutulması ve gerekçe olarak bu uygulamanın Başsavcılıkların inisiyatifinde olduğunun belirtilmesi eşitlik ilkesine aykırıdır.  Zira Şırnak İl ve ilçe adliyelerinde mesleğini yerine getiren bir avukat ile başka bir ilde mesleğini yerine getiren avukat hukuki yönden aynı, benzer veya eşit olmasına rağmen farklı işlemlere tabi tutulmaktadır.  Bu durum açıkça idarenin işlemlerinde eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğini göstermektedir.

 

Yukarıda açıklanan ve anlatılanlar gereğince, özetle, hukuka, yasaya ve mevzuata aykırı olup, pratikte yalnızca avukatlara uygulanan adliye girişlerinde eşyaların x-ray cihazına konulması ve duyarlı kapıdan geçilmesi uygulamasına son verilmesi, avukatların iş alanları olan Adliyelere hiçbir arama ve arama yerine geçebilecek iş ve/veya eylem olmadan girebilmelerinin sağlanması gerekmektedir. Hukuka aykırı bu uygulamanın ivedilikle kaldırılmasını konusunda gereğini talep ederiz. 24.12.2021

 

Şırnak Barosu Başkanı

Av. Rojhat DİLSİZ

18.10.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.