Siz hiç gelmeyeceğini bildiğiniz birini bir ömür boyu beklediniz mi? Sizin hiç babanız, ağabeyiniz, kardeşiniz, kızınız bir sabah evden çıkıp sonsuzluğa gitti mi? Sokaklarda, kalabalıklarda tanıdık bir yüz aradınız mı hiç? Bu soruların hepsine Türkiye’nin batısının büyük oranda cevabı “hayır” olacaktır. Peki, bu gerçeklikle yaşayanlar… Bu ülkenin varoşlarında, doğu ve güneydoğusunda çatışmalara doğup, çatışmalarla büyüyenler… Babasını, abisi-ni, ablasını sonsuzluğa uğurlayanlar… Cizre’de, Silopi’de kazılan kuyulardan kendi babalarının, evlatlarının, ağabeylerinin kemiklerinin çıkması için dua edenler… Onların acılarını paylaşmak çok mu zor? Bu bölgede yaşanan travmayı anlamak için illaki Kürt olmak mı geliyor? Elbette hayır… Vicdanı olan her insan bu travmayı birlikte atlatmanın yollarını arıyor. Ama maalesef bu ülkede bazılarının vicdanı, kalpleriyle cepleri arasında sıkışmış durumda! Yıllardır sürdürülen hamaset edebiyatı, inkâr politikaları, gördüğümüzü görmez duyduğumuzu duymaz eyledi hepimizi… Burada yaşananlara zihnimizi kapatır-sak yaşanmamış olacaklarını zannettik. Hala böyle olabileceğini zannedenler de var… Ama kuyular açılıyor. Kuyulardan kemikler çıkıyor. Kemiklere sevinenler var bu bölgede… Belki benim evladımın kemiğidir, belki de artık yolları göz-lemem, belki benim babamın da başında ağıt yakabileceğim bir mezar taşı olur, diye sevinenler var bu bölgede… Topraktan çıkacak kemiğe sevinmek nasıl bir psikolojiyi anlatır, takdirini uzmanlara bırakıyoruz. Ama bu travmanın her şeye düşman bir nesil yarattığını algılamak için uzman olmak gerekmiyor.
Biz Şırnak Barosu avukatları bugün buraya faili meçhullerde yakınlarını kaybetmiş annelerimize destek olmaya geldik. Üç yıldır her cumartesi sabahı tuttukları nöbetlerinde yalnız olmadıklarını, kayıplarının kayıplarımız olduğunu ve her birinin akibeti belirlenip failleri yargılanana dek mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi söylemeye geldik. Hükümetin bundan 3,5 yıl kadar önce “faili meçhul cinayet kalmayacak” tavrıyla umutlandırdığı bu insanlara hükümetin yerine getirmediği sözünün takipçisi olacağımızı anlatmaya geldik.
O zaman kararlılıkla atılan adımlardan geri dönülmeseydi bir yıl önce yaşadığımız Roboski olayını da belki yaşamayacaktık. Karanlıkta kalan her olay ülkeyi karanlığa boğmak isteyenlerin elini güçlendiriyor. Geçmişinizle yüzleşip hataları kabul etmek, özür dilemek iktidarınızı yıpratmaz, güçlendirir. Bu bölgede kanunsuzluğun kanun olmadığını gösterir.
Biz Şırnak Barosu olarak bu bölgede adaletin tam ve eksiksiz uygulanması için, faili meçhullerin faillerinin adalet önüne çıkarılması için, Roboski’nin aydınlanması için mücadelemizi sürdüreceğimizi tüm halkımıza duyuruyoruz. 15.12.2012
Şırnak Barosu