ŞIRNAK BAROSU CEZAEVİ VE İNSAN HAKLARI KOMİSYONU
İZMİR ALİAĞA VE KIRIKLAR CEZAEVİ’NDEKİ
SİYASİ TUTUKLU VE MAHKUM DURUMLARINA İLİŞKİN RAPOR
Baro Yönetim Kurulumuz tarafından, İzmir Aliağa ve Kırıklar Cezaevi’nde siyasi tutuklu çocukların 01.01.2014 tarihinde Sincan Cezaevinde kendilerine İşkence ve kötü muamele yapıldıklarına ilişkin beyanlarını almak ve insan hakları temelinde ilgili merciler nezdinde sorumlular hakkında soruşturma başvurularını yapmak maksadıyla komisyonumuz görevlendirilmiştir. 2014/59 sayı ve 07.02.2014 tarihli Baro Yönetim Kurulu kararına istinaden komisyonumuz Cezaevi Kampüsü’ne gitmiş, siyasi mahkumlarla bizzat görüşülerek ifadeleri ve şikayet talepleri alınmıştır.
Aliağa Cezaevi Kampüsü’nde Çocuk bölümünde yatan siyasi tutuklular; Ferit TAY, Mahfuz KUTLU, Hüsnü ERÇİK, Mustafa Hakkı AKSU ile yapılan görüşmelerde yaşanan işkence ve kötü muamele eylemleri aşağıdaki şekilde beyan etmişlerdir; Ayrıca, bölge il ve ilçelerden tutuklu bulunan siyasi tutuklular; Mustafa BELGE, Ziver METE, Rıdvan ÖZDEMİR, İsmail TOKAY, Emin ÜRÜN, Resul ERTAŞ, Serdar ŞAVLUK, Delil ELÇİ, Süleyman ALGAN ile görüşülmüş, cezaevi koşullarında kendilerine yönelik kötü muamele veya işkence yapılıp yapılmadığı konusunda beyanları alınmış olup, işbu beyanlar rapor haline getirilmiştir.
İzmir Aliağa Cezaevi’nde kalan siyasi çocuk tutuklulara karşı uygulanan işkence ve kötü muameleye ilişkin beyanlarını aşağıda sunuyoruz;
Hüsnü ELÇİK Görüşmesi:
‘‘Olay, 01.01.2014 tarihinde Sincan Cezaevinde kalırken yaşandı. Her gün üç defa sayım muamelesi yapılıyordu ve özellikle psikolojik baskı uygulanmak için bir sayım muamelesi sabah 5 ‘te yapılırdı. Olay günü sabahın 5’nde sayım yapılırken Remzi isimli memur gardiyan bana ranzamdan inmemi söyledi, yalnız o sabah çok kötü hastalanmıştım ve yatağımdan kımıldayamıyordum. Gardiyana hasta olduğumu aşağıya inemeyeceğimi ve burada olduğumu, sayımı bu şekilde de yapabileceğini söyledim. Bunun üzerine memur kızarak bana ‘‘şerefsiz in aşağıya’’ şeklinde hakaret etti ve ‘‘ana avrad sin Kaflı’’ küfürler savurdu. Sesinin diğer tutuklu çocuklara gitmesi üzerine, diğer tutuklu çocuklar da memura bana hakaret ve küfür etmemesi gerektiğini söyleyince, memur diğer gardiyanları da çağırdı ve diğer gardiyanların gelmesi ile birlikte ellerimiz arkadan bağlandı, ayaklarımız kelepçelendi ve bizi dövmeye başladılar, üzerimize tazyikli su sıktılar sonra beni koridorda yüzümü duvara sürte sürte sürükleyerek götürdüler, merdiven başına gelince de merdivenden aşağı attılar. Hastaneye götürülürken hastane koridorunda bulunan gardiyanlar bize hakaretlerde bulundular, doktor bizleri muayene etmeden ‘‘darp izi yoktur’’ raporu düzenledi. Hastane dönüşünde Zihni ismindeki Müdür talimatıyla bizleri çıplak arama odasına koydular. Odada üzerimize çullandılar ve bizi kötü bir şekilde dövdüler, elbiselerimizi zorla çıkardılar. İdare tarafından hepimize 5 günlük hücre cezası verildi. Memurlar bizleri hücrelerine götürürken cimcikleyerek götürüyorlardı. Hücrenin penceresi açık bırakılmış, pencereden gardiyanlar hücreye kabuk, taş atıyorlardı, küfür ve hakaretlerde bulundular ve özellikle kış ortası Ankara soğuğuna maruz bırakıldık. Sadece boş bir ranza bir de beton yer bulunuyordu. Ranzaya göre betonda uyumak daha iyiydi. Buraya getirilişimizin ardından yaklaşık bir ay geçti. Burada (Aliağa Cezaevi) ilk getirildiğimiz gün birinci müdür bizlere ‘‘akıllı olmazsanız sizi yakarım, adi suçluların arasına atarım, istersem sizleri bahçeye çıkartırım, istersem de ayağımın altına alırım’’ tehdidinde bulundu. Yalnız şu ana kadar bizlere karşı herhangi bir kötü muamelede bulunmadılar. Birinci müdürün bu tehditleri bizi ileriki zamanlar için kaygılandırıyor. Özel Avukatım Adana Barosu’na kayıtlı Av. Güven ACAR ve tutuklanmadan önce Azadiya Welat Gazetesinde çalıştığımdan dolayı basın Avukatı olarak Av. Vedat ÖZKAN dava dosyasıyla ilgileniyor’’ dedi.
Beyanları üzerine tutuklu çocuğun yüzünün sağ göz tarafında sürtme izleri görüldü ve yaşanan olaylardan dolayı ruhsal durumunun sağlıklı olmadığı, ağır bir çöküntü içinde bulunduğu ve acilen tarafsız uzman bir pedagog veya çocuk psikolog’a ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.
Mustafa Hakkı AKSU Görüşmesi
Olay 01.01.2014 tarihinde meydana geldi. Yan koğuşta siyasi tutuklular kalıyordu. Gardiyanla bir tutuklunun sayımdan dolayı tartışmasından dolayı, sonradan çağrılan gardiyanlarla birlikte hepimizi dövdüler. Hepimize ana avrat sin Kaflı küfürler savurdular ve hakaretlerde bulundular. Tekmelerden dolayı çenemde yırtık, gözümde morluk ve burun kemiğimde zedelenme oluştu. Hastaneye götürüldüğümüzde doktor tarafından çenemdeki yırtığa dikiş atıldı, röntgenim çekildi yalnız doktor rapor sonuçlarımı istememe rağmen doktor tarafıma tedaviyle ilgili hiçbir belge vermedi. Olay günü gardiyanlar tarafından bizlere yapılan kötü muamele ve işkence talimatını bizzat Zihni GÜNGÖRDÜ adındaki müdür vermiştir. Diğer sorumlu gardiyan isimlerini hatırlayamıyorum yalnız görsem tanırım hepsini.Yaşanan olaydan dolayı idarece bizlere beş gün hücre cezası verildi. Buraya getirildiğimizden beri her hangi bir kötü muamele veya işkence eylemine maruz kalmadık. Sadece ilk getirildiğimiz gün birinci müdür tarafından ‘istersem sizleri tüm gardiyanlara dövdürtürüm’ şeklinde tehdit edildik. Dava dosyamla ilgilenen şahsi avukatım Malatya Barosuna kayıtlı Av. Ali HAMAMCI’dır.’’ dedi.
Tutuklu çocuğun yaşanan olaylardan dolayı ruhsal durumunun sağlıklı olmadığı, ağır bir çöküntü içinde bulunduğu ve acilen tarafsız uzman bir pedagog veya çocuk psikolog’a ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.
Ferit TAY Görüşmesi
‘’Sincan Cezaevinde kalırken 27 Aralık günü müdür tarafından toplatıldık ve bizlere ‘sizleri bu koridorlarda süründüreceğim, acı çektirteceğim, üzerinize tazyikli su sıkacağım’ dedi. Sincan Cezaevindeki şartlar çok kötüydü. Her gün günde üç defa bizleri askeri sıra düzenine göre diziyorlar ve sayım yapıyorlardı. Tüm kapılar kapalı tutulduğundan tuvalete gitmek için bile izin istiyorduk. 01.01.2014 tarihinde C-10 koğuşunda tutuklu bir şahıs hasta olduğundan dolayı sayım yapılırken yatağından kalkamıyordu. Gardiyan illaki inmesini söyledi. Hasta tutuklunun kalkmaması üzerine, gardiyan kendisine hakaret ve küfürler savurdu. Diğer tutuklular gardiyana bu şekilde davranmaması gerektiğini söyleyince, diğer gardiyanlar çağırıldı ve hepimizi demir coplarla dövmeye başladılar. Üzerimize tazyikli su sıktılar, teker teker bizleri koridorlarda sürüklediler. Merdiven başlarına getirildiğimizde, bizleri merdivenlerden aşağıya attılar. Gardiyanlar koridorda çapraz bir şekilde sıralanmıştı. Koridordan teker teker götürüldüğümüzde bizimle oynar gibi teker teker tokatlıyorlardı. Hastaneden getirildiğimizde bizleri çıplak odaya aldılar ve orada demir çubuklarla bizleri dövdüler sonra da 5 günlük hücre cezası verildi. Hücrede, Ankara’nın soğuk havası altında beton üzerinde yatmak zorunda kaldık. Olaya karışan gardiyanların isimlerini hatırlamıyorum ancak görsek tanırım. Dayaktan dolayı üstümdeki haki renkteki montum kan oldu, buraya (Aliağa Cezaevi) getirildiğimizde idare tarafından alındı. Burada şuana kadar bizlere karşı herhangi bir işkence veya kötü muamele yapılmadı. Yalnız idare tarafından iki haftadır gelen mektuplarımız bizlere verilmiyor.’’ Dedi.
Beyanları üzerine tutuklu çocuğun üzerinde olay günü giydiği pantolonun olduğu ve pantolonun üzerinde kan lekeleri olduğu görüldü; yaşanan olaylardan dolayı ruhsal durumunun sağlıklı olmadığı, ağır bir çöküntü içinde bulunduğu, her türlü sese karşı irkildiği, her an dayak yeme korkusuyla yaşadıkları ve acilen tarafsız uzman bir pedagog veya çocuk psikolog’a ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.
Mahfuz KUTLU Görüşmesi
01.01.2014 tarihinde gardiyan bir tutukluya aşağı in sayım var dedi. Tutuklunun hastayım, inemiyorum, görüyorsun buradayım, sayımını bu şekilde de alabilirsin dedi. Bunun üzerine kızan gardiyan hakaret ve küfürler savurdu. Diğer tutuklu şahısların sözlü olarak gardiyanlara bu şekilde davranmamaları gerektiğini söylediklerinde, diğer gardiyanlar çağırıldı, hepimizi demir coplarla dövmeye başladılar. Sonra içeri biber gazı sıktılar. Bizleri koridorda sürükleyip merdivenlerden aşağıya fırlattılar. Koridorda gardiyanlar karşılıklı sıralanmıştı. Teker teker bizleri dövmeye devam ettiler. Olay gecesine ilişkin Cezaevi Kameraları incelenebilir, özellikle bahçe kamerası. Üzerimize tazyikli su sıkıldığından ıslak bir şekilde hastaneye götürüldük, doktor ayakta muayene etmeden rapor düzenledi. Tutuklanmadan önce bir gösteri sırasında polislerin attığı gaz bombasının burnuma isabet etmesinden dolayı kalbimde rahatsızlığım mevcuttur. Hastanede iken bu durumu doktora iletmeme rağmen doktor muayene etmedi. Hastaneden geri getirildiğimizde gardiyanlarla beraber cezaevinde çalışan teknisyenler tarafından da dövüldük. Cezaevi kameraları görüş açısında bizi dövmemeye özen gösteriyorlardı. Islak haldeyken bizi hücreye koydular, beton üzerinde yattık. Bize işkence yapan, döven gardiyanların isimlerini bilmiyorum yalnız görsem tanırım. Buraya getirildiğimizde birinci müdür tarafından tehdit edildik. Şu ana kadar burada bize karşı her hangi kötü bir muamele veya işkence yapılmadı. Burada diğer tutuklular arasında cezaevi idaresi tarafından ayırımcı uygulamalara maruz bırakılıyoruz. Mesela sosyal aktivitelerden yararlandırılmıyoruz, spor yapmamıza izin verilmiyor.
Beyanları üzerine tutuklu çocuğun olaydan dolayı aldığı cop darbeleri ile sağ el baş parmağında rahatsız olduğu, parmağını kullanamadığı ve halen tedavi edilmediği görüldü ve yaşanan olaylardan dolayı ruhsal durumunun sağlıklı olmadığı, ağır bir çöküntü içinde bulunduğu ve acilen tarafsız uzman bir pedagog veya çocuk psikolog’a ihtiyaç duyduğu gözlemlenmiştir.
Bölge il ve ilçelerden tutuklu bulunan siyasi tutuklular; Mustafa BELGE, Ziver METE, Rıdvan ÖZDEMİR, İsmail TOKAY, Emin ÜRÜN, Resul ERTAŞ, Serdar ŞAVLUK, Delil ELÇİ, Süleyman ALGAN ile görüşülmüş, cezaevi koşullarında kendilerine yönelik kötü muamele veya işkence yapılıp yapılmadığı konusunda beyanları alınmış olup, işbu beyanlarında kendilerine yönelik her hangi işkenin yapılmadığı ancak çoğu konularda veya ilgili yönetmeliklerde tanınmış olan haklarının kısıtlandığı ve çiğnendiği tespit edilmiştir. Ayrıca kendilerine yönelik her hangi bir baskı veya kötü muamele yapıldığı durumda derhal Şırnak Barosu’na bildirilmesini ve kendilerine her türlü hukuki yardımın yapılacağı konusunda bilgilendirilmişlerdir.
ÇÖZÜMLER:
1. Siyasi mahkumlar ile yapılan görüşmeden sonra, Adalet Bakanlığı Cezaevi Müdürlüğü ile TBMM Cezaevi İzleme Komisyonu ile İnsan Hakları Komisyonu’na olayın faillerin derhal tespit edilip, haklarında adli ve idari soruşturmaların başlatılması için komisyonumuz tarafından başvuru yapılacaktır.
2. Aynı şekilde ilgili kurumlardan çocuk mahkumların tarafsız doktorlarca muayenelerinin sağlanması ve psikolojik sorunlarının giderilmesi için tarafsız uzman psikolog veya pedagog’un Cezaevine gönderilmesi talep edilecektir.
3. Çocukların Cezaevi’nde ayrımcı uygulamalara maruz bırakılmamaları ve sağlıklarını korumaları için şahsi avukatlarıyla görüşülüp, Cezaevi savcılığına çocukların sosyal aktivitelerden ve spor yapma imkanlarından yararlandırılması için talep dilekçesi gönderilecektir.
NETİCE : Siyasi mahkumlar, TBMM, Adalet Bakanlığı, Cezaevi İdaresi, yetkili Savcı ile yapılacak başvurular neticesinde, komisyon olarak, siyasi mahkumların Sincan Cezaevi’nde maruz kaldıkları işkence ve kötü muamele faillerinin ifadelerinin alınması, haklarında idari ve adli soruşturma başlatılması, çocuk tutukluların yaşam haklarını korumak için sağlık kontrollerinin yapılması için yeniden doktor gözetiminden geçirilmeleri ve uzman pedagog veya psikolog tarafından ruhsal tedavilerinin yapılması gerektiği, sosyal aktivitelerden ve spor yapma imkanlarından yararlandırmalarının sağlanması için gereken başvurularının sağlanacağını sayın Baro Yönetim Kurulumuz’un bilgisine sunuyoruz. 14.02.2014
Saygılarımızla,
Komisyon Başkanı Koordinator
Av. Hüsnü ŞAVLUK Av. Aziz TOKAY
Başkan Yard. Üye Üye
Av. Yusuf BİNİCİ Av. Hakim TANIŞ Av. Cevat KUNUR
Üye Üye Üye
Av. Hüseyin KAÇMAZ Av. Murat ÖKTEN Av. Erdal KUNUR