BASINA VE KAMUOYUNA
28.06.2016 tarihinde meslektaşımız Avukat Osman CİNGÖZ; mesleki faaliyetlerini yürütmek üzere Cizre Adliyesi’ne geldiği sırada, adliyenin hemen yanında zırhlı aracın önünde bulunan polisler tarafından durdurulmuş,
Avukatlık kimliğini göstermesine ve duruşmaya yetişeceğini belirtmesine rağmen polisler tarafından aracını kenara çekmesi istenmiş; aracını kenara çeken meslektaşımız avukatlık kimliğini ibraz ettikten sonra ısrarla avukat olduğunu, adliyeye gitmek durumunda bulunduğunu belirtmekte iken aracı rızası dışında ve kendisinin nezareti olmaksızın aracın arka bagaj kapağı açılarak aranmaya başlanmış, buna yürürlükteki yasalar gereği itiraz eden meslektaşımıza hakaret edilerek üstü de aranmaya çalışılmış;
Devamında çok sayıda polis tarafından zor kullanılarak yere yatırılmış, ters kelepçe takılmış, zırhlı araca bindirilmiş; olayı gören meslektaşlarının itirazına rağmen, itiraz eden meslektaşlarımız da sizin hakkınızda da işlem yaparız denilmek suretiyle tehdit edilmiştir.
Söz konusu eylem özünde avukatları ve savunmayı sindirmeye yönelik olup avukatlık meslek onurunu ve itibarını hiçe sayan demokratik bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek bir eylemdir.
Savunma hakkına ve savunmayı temsil eden avukatlık mesleğinin icrasına yapılan saldırının adil yargılanma hakkına, yargıya ve hukuka yapılmış bir saldırı olduğu unutulmamalıdır.
Yasalarda avukatların yargının kurucu üç unsurundan biri olduğu belirtilmiştir. Bu yönüyle adaletin gerçekleşmesinde ve yargının işleyişinde temel bir rolü bulunan avukatların nasıl algılandığı ve onlara nasıl davranıldığı ülkemizde hukukun, adaletin ve insan haklarının nasıl algılandığının da işaretidir. Mesleki faaliyetini yürütmek üzere adliyeye gelen meslektaşımızın maruz kaldığı bu keyfi saldırı vahim ve hukukun üstünlüğü adına kaygı uyandırıcıdır.
Polis devleti uygulamalarına işaret eden, takipsiz kalması halinde hem vatandaşlar hem de meslektaşlar nezdinde hukuk devleti yerine artık polis devletine geçiş yapıldığı kanaatini güçlendirecek olan söz konusu saldırı hukuk devleti adına kabul edilemez niteliktedir.
Bu eylem aynı zamanda vatandaşların Anayasa’nın 36.maddesinde yer alan hak arama hürriyetlerini engellemeye yönelik bir eylemdir. Görevi başında avukata yapılan bir saldırının tıpkı görevi başındaki hakim ve savcılara yapılan bir saldırı gibi değerlendirilmesi gerektiği yasalar gereğidir.
Avukatlar olarak gücümüzü haktan, hukuktan ve kanundan alırız. Beyhude uğraşlarla avukatı kimsenin sindiremeyeceğini ilan ediyoruz. Şırnak Barosu olarak kurulduğumuz günden bu yana gösterdiğimiz hukukun üstülüğü ve sağduyudan yana ilkeli duruşumuzu; bundan sonra da tüm hak ihlalleri karşısında kararlılıkla sürdüreceğimizi ve bu vahşi saldırının da peşini bırakmayacağımızı, sorumluların yasalar önünde hak ettikleri cezayı alabilmeleri için olayın takipçisi olacağımızı basın ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Bütün kurum ve yetkilileri kanunen ve hukuken üzerlerine düşen görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz. 28.06.2016