BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 16.05.2014 | Okunma Sayısı: 1880
BASINA VE KAMUOYUNA…
 
13.Mayıs salı günü, toplum olarak tabiri caizse çocuklarının geleceğini taştan çıkaran ve toplumun yoksul tabakasını oluşturan bir insan selinin, anlaşılmaz ama yoksulca olduğu kesin bir şekilde, yaşamlarını yitirmelerine tanık olduk. 
Yoğunlukla yoksul ve emekçiye dair bu ölme şeklinin, aslında yabancısı olmadığımız; Roboski'lerden, Van'lardan, Dinar'lardan, Kocaeli’lerden açıkça ortadaydı. Bu ölme şekli aslında, Albert Camus'un deyimi ile; ülkemizin de özellikle insan hayatına verilen değer anlamında, gelişmişlik düzeyini açıkça ortaya koymaktadır. 
Özellikle, fiziki iş gücüne dayalı sektörlerde çalıştırılan emekçilerin, maksimum üretim ve buna paralel olarak maksimum kar elde etme hesaplamaları yapılmadan evvel, merkezine insan kavramını yerleştiren bir mantıkla, can güvenliğine yönelik çalışmalara önem verilmeli idi. 
Türkiye'de iş kazalarının çok büyük bir kısmının bu korkunç olay ile gündeme gelen sektörde meydana geldiği ve 2011-14 arası kısa süreçte, kaza oranının %69 gibi vahim bir düzeyde arttığı, acı bir gerçek olarak önümüzde beklemektedir.
Konu ile birebir bağlantılı bulunan, iş sağlığı ve güvencesi bağlamında, emekçiyi doğrudan karar sürecine katan ve aynı zamanda işvereni belirli sorumluluklar altına sokan, 95 tarihinden beri ILO 176 Sayılı Sözleşmenin Türkiye tarafından neden imzalanmadığı olgusuna dikkat çekmeyi, hukukçu kimliğimizle bir görev olarak addediyoruz.
Bununla Birlikte;
Önemle ve ivedilikle,
1- Meclis çatısı altında araştırma komisyonu kurulması ve Soma Maden ocakları öncelikli olmak üzere bölgemizde bulunan Şırnak ve Silopi’de bulunan kömür ocakları ile sektörün tamamında teknik bir inceleme yapılması ve raporlanmasını,

2- Tespit edilecek aksaklıklarla beraber çalışma koşulları ve ilgili mevzuatın uluslar arası standartlara uygun hale getirilmesini,
3- Söz konusu işyerinde meydana gelen olayın oluşmasında etken olan olguların tespit edilerek ihmal olması durumunda derecesine bakılmaksızın meydana gelen sonuç baz alınarak ilgili yasal işlemin derhal ve şeffaf bir şekilde başlatılmasını,
4- Benzer iş kollarında ve ülkenin tamamını kapsayan etkin ve nitelikli araştırmalar yapılmasını, akabinde gerekli tüm önlemlerin alınmasını,
5- Olaydan birebir etkilenen ailelerin sosyal, psikolojik ve ekonomik çerçevede rehabilite çalışmalarına başlanmasını,
Sosyal hukuk devleti ilkesi gereği devlet iradesinden biran önce bekliyoruz. 
Bu coğrafyanın her bireyinin ölümünü, kendi yüreğimizden bir parçanın yitimi olarak kabul ediyor ve ölenlere rahmet Türkiye halklarına başsağlığı diliyoruz.16.05.2014

ŞIRNAK BAROSU BAŞKANLIĞI
23.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.