Soma Kömür İşletmeleri Ocağında 700’den fazla işçimizin çalıştığı sırada vardiya değişiminde meydana gelen patlama nedeniyle 200’ü aşan can kaybımızın olduğunu görmenin derin acı ve üzüntüsünü yaşıyoruz. Ocakta mahsur kalan yüzlerce işçimizin ise sağ olarak çıkarılmasına dair umutlarımızı zor olsa da sürdürmek istiyoruz.
Maalesef ülkemiz, maden ocaklarında hayatını kaybeden insan sayısı bakımından dünya sıralamasında önde gelen ülkelerden olmakla beraber bu konudaki sorumluların daha önce de yaşanan bu ölümleri “kader” sayarak üzerindeki sorumluluklarını atmaya çalıştığı dönemlerden bugüne bir şeyin değişmediği yaşanılan bu iş cinayetiyle bir kez daha teyit edilmiştir.
Soma’daki katliamın sorumlularını biliyoruz.
İşçi sağlığı ve güvenliğinin tamamen bir maliyet unsuru olarak görüldüğü ve maksimum kârı elde etmek için en acımasız üretim süreçlerinde çalışmak zorunda bırakılan Soma’daki yüzlerce işçi kardeşimiz başından beri ölüme terk edilmişlerdir.
Özelleştirme, taşeronlaştırma politikalarını sürdürenler, maliyet düşürmek için işçilerin hayatına kast edenler, onlara cesaret verenler, daha önceki madenci katliamlarını sözleriyle ve icraatlarıyla aklayanlar, iş güvenliği yasasıyla işyerlerindeki denetimleri bile özelleştirenler Soma katliamının failidir ve hesap vermelidir.
Biz Doğu ve Güneydoğu Bölge Baroları olarak, işçilerimize yaşatılan bu katliamın sorumlularının adalet önünde hesap vereceği güne kadar, işçilerimizin ve ailelerinin yanında olmayı hukuki ve vicdani bir sorumluluk ve görev olarak görüyor, bundan sonra da başka iş cinayetlerinin yaşanmaması konusunda gerekli acil tedbirlerin bir an evvel hayata geçirilmesi konusunda yetkilileri sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Hayatını kaybeden işçilerimizin ailelerine sabır ve baş sağlığı diliyoruz. 14.05.2014