BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 8.05.2024 | Okunma Sayısı: 320

                                                            BASINA VE KAMUOYUNA

 

Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan, bilim insanları, edebiyatçılar ve büyük siyasetçiler yetiştiren bu kadim toprakların şu an içinde bulunduğu içler acısı durum hepimizi derinden kaygılandırmakta ve sivil toplum örgütleri olarak yetkili mercilere sesimizi duyurabilmek amacıyla bu açıklamayı yapma gereği duymaktayız.

İlçemizde mart ayında yaşanan selin izleri henüz silinmemişken son yaşanan sel felaketi binlerce vatandaşımızı etkilemiş, yüzlerce ev ve işyeri hasar görmüştür. Neredeyse her sene yaşanan yağışın felakete dönüşmesi, alınmayan önlemler, sarılamayan yaralar binlerce vatandaşımızın mağdur edilmesine yol açmıştır.

Yıllardır yaşanan bu soruna rağmen buna ilişkin herhangi bir kalıcı çalışma yürütülmemiş, palyatif ve geçici çözümlerle bu sorunun üzeri kapatılmaya çalışılmıştır.  

BİZLER ARTIK MAKYAJLA BİRŞEYLERİN ÜZERİNİN KAPATILMASINI DEĞİL, KALICI VE SONUÇ ALICI PROJELER İSTİYORUZ!

Anayasanın 56. Maddesinde Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” der.

Hepinizin bildiği gibi sele karşı önlem almak ve buna ilişkin altyapı sorunlarını gidermek yetkililerin birincil görevidir. Bununla beraber ormanlık alan sayısının Türkiye ortalamasının çok altında olan bölgemizde yeşil alanların çoğalması, sel riskini kısmen de olsa bertaraf edebilir.

Ancak önemle belirtmek gerekir ki yıllardır sivil toplum örgütleri olarak yürütmüş olduğumuz mücadeleye rağmen son yıllarda yoğun bir şekilde orman alanları azalmakta ve tabiri yerindeyse bilinçsizce kesilen ağaçlar ve ranta kurban edilen doğal ormanlık alanlar merkezi Şırnak olmak üzere bir doğa katliamına sebebiyet vermektedir.

Bugün yaşanan tarzda, beklenmedik kuvvetli bir sağanağın etkenleri bellidir: Başta, global olarak, çevreyi hor kullanmamızdan, kazanç öncelikli ekonomik politikalardan kaynaklanan küresel iklim değişikliğiyle beraber kısmen de olsa yerel olarak şehrin iklimini bozacak yapılaşmalar da buna etkendir. Şehrin her tarafının betona boğulması ve bunun karşısında önlemlerin alınmaması maalesef felakete davetiye çıkarıyor.

Her zaman söylenegelen bir şey var; doğa intikam alır diye! doğa intikam almaz, doğa varlığını sürdürmeye devam eder sadece.

Bizler Anayasada da belirtildiği üzere insani yaşam koşullarının bizim için de sağlanmasını istiyor ve talep ediyoruz.

Yine nüfusu 200-250 bin arasında değişen memleketimizde hastane sorunu ayrı bir sorun olarak ön plana çıkıyor. 150 yataklı Cizre Devlet Hastanesi kapasitesinin çok çok üstünde çalışmasına rağmen ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Zorlu koşullar altına çalışmak zorunda kalan doktorlar ve hastane personelleri bir süreden sonra istifa etmek durumunda kalmaktadır. Bununla beraber hastanede teknik ekipman yetersizliği ve bir anjiyo ünitesinin dahi bulunmaması nedeniyle onlarca vatandaşımız maalesef yollarda hayatını kaybetmektedir. YANİ DEMEK İSTEDİĞİMİZ, CİZREDE SAĞLIK SİSTEMİ İFLAS ETMİŞTİR!

Yine ilçe merkezinde yaşanan otopark sorunundan kaynaklı olarak yaşanan yoğun trafik ve altyapı sorunu artık araç geçişlerindeki sorunları içinden çıkılamayacak bir hale getirmiştir.

İlçemizde uyuşturucu kullanma oranları gittikçe artmakta ve çocuklarımızı zehirleyen bu illet hepimize zarar vermektedir. Burdan öncelikle ailelerimize, sonrasında yetkili mercilere sesleniyoruz. Çocuklarımızı bu illetten kurtarmak için ne gerekiyorsa biz yapmaya hazırız. Sizleri de bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.

DEDAŞ ile ilgili yaşadığımız sorunlar hepimizin malumudur. Ülkenin hiçbir yerinde yapılmayan uygulamalar bu bölgede yapılmakta, yapılan bu keyfi uygulamalar neticesinde binlerce vatandaşımız mağdur edilmektedir.

ARTIK BU SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ İÇİN BİR ZİHNİYET DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR!

Bahsettiğimiz tüm sorunlar kuşkusuz üzerinde çalışılması, değerlendirme yapılması; buna mukabil yurttaşlarımızla beraber yetkili ve etkili resmi mercilerin de koşulsuz ve önyargısız bir şekilde kollektif bir şekilde çalışmasıyla bir an önce bu sorunlara çözüm üretmesi gerekmektedir.

Yakın bir zamanda kısaca bahsettiğimiz bu sorunlara ilişkin yapacağımız kapsamlı bir çalışma sonunda ortaya koyacağımız bir perspektif ve bilim insanlarının da bulunacağı bir çalıştaydan sonra sunacağımız bir raporla kamuoyuna ve yetkili mercilere duyuracağız. Hepinizi tekrardan ismi geçen sivil toplum örgütleri adına saygıyla selamlıyor, bu konuların takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. 08.05.2024

 

ŞIRNAK BAROSU VE BÖLGE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

30.10.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.