Malumunuz olduğu üzere, 12 Eylül 2012 tarihi itibariyle, ülkenin dört bir yanındaki cezaevlerinde bulunan yüzlerce tutuklu ve hükümlü, belirli taleplerle açlık grevine başlamış bulunmaktadır.
Bir ayı aşkın bir süredir bedenlerini ölüme yatıran bu insanların talepleri ve bu taleplerin olabilirlik derecesine bakılmaksızın, onların ölüme adım adım yaklaşmalarına seyirci kalmak, insani değer yargılarıyla, sosyal hukuk devleti ilkeleri ile asla bağdaşmamaktadır.
Ülkemizde bu tür eylemselliklerin tarihçesine bakıldığında karşılaşılan ölüm listeleri bu ülkenin hukuk cephesinin bir parçası olarak bizleri derin bir kaygıya düşürmektedir.
Zira; tıbben bakıldığında insan bünyesi ile bağlantılı olarak söz konusu eylem tarzında, ölümlerin başlama ihtimalinin en yüksek olduğu evre yaşanmaktadır. Bu anlamda açıkça dile getirmek gerekir ki, acil bir şekilde bir müzakere yöntemi geliştirilerek cezaevlerindeki bu eylemin sona erdirilmesi sağlanmadığı takdirde her an herhangi bir cezaevinden bu ülkenin bir vatandaşının hayatını kaybettiği haberi alınabilecektir.
Unutulmamalıdır ki,
Telafisi imkânsız en somut olgu, yitirilen insan hayatıdır.
Kaldı ki devletin; bilhassa kendi himayesindeki bireyi öncellikle yaşatmak gibi bir görevi ve sorumluluğu bulunmaktadır. İnsan hayatı karşısında karşılanması mümkün olmayan hiçbir talep düşünülemez.
Toplumsal huzur ve barışın tesisi, yurttaşlar arası insani bağların kopuşa yaklaşmadan yeniden güçlendirilmesi ve bu ülkenin daha yaşanılır bir coğrafyaya dönüştürülmesi adına, toplumun tüm dinamiklerinin, elini taşın altına koyması gerekmektedir. Açlık grevindeki yurttaşlarımızın cezaevinde olmalarının sebebi de, açlık grevine başlama sebebi de gittikçe çözümsüzlüğe mahkum edilen Kürt sorunudur. Bizler, hukukçu kimliğimizle, çatışmalı ortamların acısını en yakından bilen kurumlar olarak bu anlamda misyon yüklenmeye hazır olduğumuzu kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Bu itibarla zaman geçirilmeksizin;
• Türkiye büyük millet meclisi güdümünde çözüm komisyonları kurularak öne sürülen taleplerin değerlendirmeye alınması,
• Özelde binlerce aile ve genelde tüm toplumun kaygıyla izlediği bu eylemin sonlandırılarak, ilgili tutuklu ve hükümlülerin en etkin şekilde müşahede altına alınması, teşhis ve tedavilerinin yapılması, insan hayatına verilecek değerle eş tutulacağı anlamına geleceğine dair çağrımızı,
Tüm kamuoyu ile paylaşıyor ve sürecin hassasiyetini takdirlerinize sunuyoruz…
ŞIRNAK BAROSU BAŞKANLIĞI