BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 26.05.2022 | Okunma Sayısı: 402

    BASINA VE KAMUOYUNA

 

20 Nisan 2022 tarihinde Şırnak ilinin Uludere ilçesinde Mihriban Altürk, çocuklarının gözü önünde sokak ortasında eski eşi Metin Şengil tarafından silahlı saldırıya uğramış ve olay yerinde hayatını kaybetmiş, kızı ise ağır yaralı olarak Diyarbakır’da tedavi altına alınmıştır.

15 Mayıs 2022 günü Şırnak ili Silopi ilçesi çevre yolunda, Sakine KÜLTÜR’ ün cansız bedenine ulaşıldığı bilgisi kamuoyuna yansımıştır. Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden Özel Harekat Ocakları Şırnak İl Başkanı İbrahim BARKIN, Sakine KÜLTÜR’ü işkence ederek öldürdüğünü itiraf ederek tutuklanırken, diğer iki şüpheli ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştır.

Tüm yakıcılığı ile devam eden kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri toplumsal bir sorundur. Kadına yönelik şiddet ayrımcılığın bir biçimi olup toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanmaktadır. Sorunun çözümü için eşitlikçi ve kadınları güçlendiren politikaların hayata geçirilmesi talebimiz maalesef siyasal iktidarın muhafazakar ve cinsiyetçi bakış yaklaşımına takılmakta ve reddedilmektedir.

Kadın cinayetlerinin önlenmesi için adli ve idari mercilere yapılan başvuruların dikkate alınmadığını, gerekli işlemlerin ivedilikle yapılmadığını, kadını koruyan tedbirlerin derhal alınmadığını veya uygulanmadığını, kadınların şiddete maruz kaldıkları evlere geri gönderildiğini ve bu tutumun kadınları korumasız bıraktığını takip ettiğimiz davalardan biliyoruz.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ da düzenlenen “şiddeti önleme, mağduru koruma, faili cezalandırma ve şiddetle mücadelede etkin mekanizmalar oluşturma” yükümlülüklerini uygulamaktan imtina eden adli ve idari makamlar ve bu düzenlemeleri içeren İstanbul Sözleşmesi’ nden çekilen siyasal iktidar kadınları şiddetten korumayarak bi anlamda bu suçlara ortak olmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ancak İstanbul Sözleşmesi’nin belirlediği perspektifle oluşturulacak bütünlükçü politikalarla mümkündür. Bugün Mihriban ALTÜRK ve Sakine KÜLTÜR adli ve idari makamlara başvurduğunda etkili bir şekilde korunacağına ve yaşam hakkının merkeze alınacağına inansalardı, belki de ilgili mekanizmalara erişerek hayatta olacaklardı.

Kadınların şiddet tehlikesi altındayken adli ve idari makamların pasifliğini deneyimlemesi, şiddet faillerinin haklarının öncelenmesi ve adli-idari makamlara başvuran kadınların dahi şiddete uğramaya devam ediyor olması, kadınların şiddete maruz kaldıkları ortamdan kurtulamamalarına ve yaşamlarını yitirmelerine sebep olmaktadır.

Kadınların şiddete maruz kalması münferit değil, politiktir. Devletin kadınlar için şiddetsiz bir yaşamı garanti altına alma ve bunun koşullarını yaratma sorumluluğu vardır.

Özellikle Kadına yönelik şiddet failinin kamu görevlisi olduğu dosyalarda, faillerin sahip oldukları kamu gücünden faydalanarak pervasızca suç işleyebildiklerini ve haklarında yürütülen yargılamalarda bu faillerin korunarak davaların cezasızlıkla sonuçlandığını biliyoruz.

Resmi kurumlar içerisinde bir kamu görevi ifa etmese dahi paramiliter olarak adlandırılan yapılar içerisinde örgütlenen failler de bu kamu gücünden faydalanmakta ve cezasızlık zırhı ile korunmaktadır. Sakine KÜLTÜR’e işkence ederek öldürdüğünü itiraf eden Özel Harekat Ocakları Şırnak İl Başkanı İbrahim BARKIN aynı zamanda bir başka ‘beka’ derneklerinin de yöneticisi ve ne tesadüftür ki dolandırıcılıktan tutuklanan Milli Beka Hareketi yöneticisi Halit Barkın’ın da akrabasıdır.

 

Özellikle kriminalize olan bu kurumların bölgemizde adeta suç işleme merkezleri haline geldiği ve topluma zarar verdiğini ifade etmek istiyoruz. Vatan millet sakarya vazifesi adı altında devletin bekasını korumak gibi “ulvi” amaçlar için kurulmuş oldukları iddiasıyla hareket eden ve böyle bir izlenim veren bu gibi vakıf ve derneklerde yer alanların yolsuzluk, cinayet ve tecavüz gibi olaylarda isimlerinin anılmış olmaları manidardır ve bizce tesadüf değildir.

Bu kurumlarda görevlendirilen kişilerin suça ve kadın cinayetlerine karışmalarının ne önemi var düşüncesiyle hareket edilip, yeter ki iktidarın bekasını korusunlar mantığıyla hareket edildiği ve bu zihniyete adeta yol verildiğini belirtmek istiyoruz.

Bununla beraber 20 Mayıs 2022 tarihinde Nizamettin KALKAN ve Asım DEMİR silahlı kişiler tarafından Cizre ilçe merkezinde sokak ortasında silahlı saldırıya uğramış; Nizamettin KALKAN olay yerinde hayatını kaybetmiş, Asım DEMİR ise hayati tehlike geçirecek derecede ağır yaralanmıştır. Hayatını kaybeden Nizamettin KALKAN’a Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyor, tedavisi devam eden Asım DEMİR’e de acil şifalar diliyoruz.

Son 1 ay içerisinde meydana gelen bu olaylarda Bölgemizde kaotik bir sürecin yaşanmasını ve toplumun huzurunu bozmayı hedefleyen karanlık odakların hedefledikleri amaca ulaşmasının engellenmesi adına tarafları bu süreçte sağduyuya davet ediyor;   Soruşturma süreci devam eden bu olaylarla ilgili adil, şeffaf ve hakkaniyete uygun bir soruşturma sürecinin yürütülmesi ve tüm bu olaylarda gerçek faillerin açığa çıkarılarak hakettikleri cezayı alabilmeleri için sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Bizler Şırnak Emek, Demokrasi güçleri ve STK’lar olarak, şüpheliler hakkında etkin ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesini ve fail/faillerin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Adalet tesis edilene dek davanın takipçisi olacağımızı bu menfur olayların peşini bırakmayacağımızı, halkımıza zarar verenlerin karşısında olduğumuzu ve  sonuna kadar halkımızın  yanında olacağımızı buradan tüm kamuoyuna duyurmak istiyoruz. 26.05.2022

 

ŞIRNAK BAROSU      

ŞIRNAK  İHD       

ŞIRNAK TABİP ODASI       

ŞIRNAK KESK        

ŞIRNAK TMMOB  

ŞIRNAK DİSK                   

CİZRE MUHTARLAR DERNEĞİ                  

BIRCA BELEK KÜLTÜR MERKEZİ

CİZRE ESNAF VE SANATKARLAR ODASI

25.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.