BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 17.06.2020 | Okunma Sayısı: 978

BASINA VE KAMUOYUNA

OHAL sürecinden başlayarak giderek artan bir hızla tüm toplumsal muhalefet örgütlerinin KHK’lar ile susturulduğuna tanık olduk. Şimdi hedefte barolar ve avukatlar var. Barolar ve avukatları da susturmak hedefleniyor. Avukatların ve baroların derdi yoksulluk ve işsizlik. Ağır vergi yükleri, ödeyemedikleri SGK primleri ve komik düzeydeki emeklilik maaşları, angarya düzeyindeki CMK ücretleri ve ödenmeyen yasal vekalet ücretleri.

Kolluk birimlerinde, adliyelerde hatta mahkeme salonunda karşılaştıkları şiddet ve hakaretler.

Kontrolsüz bir şekilde açılan ve sayıları 133’ü bulan merdiven altı hukuk fakülteleri, her yıl binlerce mezun, bunun sonucunda da ücretsiz ve güvencesiz stajyerlik.

Masumiyet ilkesine aykırı bir şekilde iptal edilen ruhsatlardır, avukatların sorunları. Mesleki faaliyetleri kapsamında görüşmek istedikleri hakim savcıların yüzlerine kapatılan odalarının kapıları ve adliye içerisindeki kısıtlı alanlardır.

Tüm bu kısıtlamalara rağmen yurttaşların hakkını ve hukukunu koruma, adaletin tecellisi için çalışan avukatlar şimdi örgütsüz bırakılmak isteniyor. Aslında örgüsüz ve güvencesiz bırakılmak istenen avukatlar değil tüm yurttaşlardır.

Erkek şiddetine karşı, kadınların yanında saf tuttuğumuz için

İstismara karşı çocukların yanında olduğumuz için,

Hasankeyf’in, Munzur’un, Salda Gölünün, Kaz Dağlarının, Dipsiz Gölün, Derelerin, Ovaların, Dağların, Denizlerin, Ormanların ve hayvanların avukatlığını yaptığımız için,

Umut yolculuğuna çıkıp cesetleri yol kenarlarına saçılan, gittikleri yerlerde ırkçı saldırılara ve nefret suçlarına maruz kalan mevsimlik işçilerin; iş cinayetlerinde yaşamını yitiren emekçilerin hakkını savunduğumuz için,

Toplumun ve bireylerin şiddet ve nefret içermeyen görüşlerini serbestçe ifade etmesini, basının özgür bir şekilde faaliyet göstermesini talep ettiğimiz için,

Halkın iradesini hiçe sayıp belediyelere kayyum atanasına karşı çıktığımız, tüm siyasi partilerin eşit koşullarda siyaset yapmasını, siyasi aktörlerin siyasi faaliyetlerinden dolayı hapsedilmesine itiraz ettiğimiz için,

Her koşulda işkence ve kötü muameleye karşı çıktığımız ve mücadele ettiğimiz için,

Cezaevlerinde tutulanların, hapsetme dışında başka yöntemlerle cezalandırılması fikrine karşı çıktığımız için,

Savaş fikrini kabul etmediğimiz barış talep ettiğimiz, eşit ve özgür bir şekilde birlikte yaşam fikrinin halen mümkün olduğunu savunduğumuz için,

Yani güçsüzlerin, yoksulları, mazlumların ve bütün ötekileştirenlerin avukatlığını yaptığımız; hukukun üstünlüğünü ve hukuk devleti ilkesini savunduğumuz, birleşen yasama, yürütme ve yargı pratiğine karşı yargı bağımsızlığını savunduğumuz için hedefteyiz.

Yargının en önemli ayağı olan avukatların ve toplumun vicdanı rolünü üstlenen baroların birilerinin arka bahçesine dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu kamuoyuna saygı ile arz ederiz. 17.06.2020  

ŞIRNAK BAROSU

 
23.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.