BARO BAŞKANIMIZ TBB'NİN 50'NCİ YIL PROGRAMINA KATILDI
Tarih: 2.10.2019 | Okunma Sayısı: 1286

TBB Başkanı Feyzioğlu, TBB ve 80 baronun isteğini açıkladı: 

“Sınav tüm öğrencileri kapsasın, 4 yıl ertelenmesin”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin hukukçu milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği’nin 50’nci yılı dolayısıyla düzenlediği yemekte bir araya geldi.

TBB Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen yemeğe katılım yoğun oldu. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun ev sahipliğinde, TBB Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda baro başkanının katılımıyla gerçekleşen yemeğin ana gündemi, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve ilk paketti. 

Feyzioğlu: TBB ve 80 baronun isteği ‘sınav herkesi kapsasın, 4 yıl ertelenmesin’

Feyzioğlu, konuşmasında, “Yargı reformu doğru bir iş, doğru bir iş yapıyoruz” dedi. Feyzioğlu, Adalet Bakanı Gül’e teşekkür ederek, “İlk kez Türkiye’de bir Adalet Bakanı sorunlarınız ne dedi ve bütün bürokrasisi ile dinledi. Barolar, baro başkanları, dekanlar, başsavcılar ilgili herkes işin içine katıldı. Tüm başlıkları birlikte hazırladık. Destek veriyoruz çünkü Yargı Reformu Strateji Belgesi Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak aklının ortaya konulduğu bir belge” dedi. Feyzioğlu, 80 baro başkanının imzasıyla Adalet Bakanı, TBMM Başkanı, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve üyeleri ile TBMM’nde grubu bulunan tüm siyasi partilerin grup başkan vekillerine bir yazı gönderdiklerini belirterek, “Bizim sıkıntımız şu. Sınavı eğer 4 yıl sonra yaparsak 80 bin gencecik kardeşimiz çok büyük zarar görerek diploma ve ruhsat alacak. Kıdemli meslektaşlarımız nispeten yaşama imkanı bulurlar ama bu 80 bin kardeşimiz hiçbir ayıklamaya gitmeden avukat olacak ve aç kalacaklar. Bizim sizden istirhamımız 4 yıl daha Türkiye'nin kaliteli hukukçu için beklemeye tahammülü yok. Komisyonda bunu oybirliği ile geçirin. Sınav hemen gelsin ve okuyan tüm öğrencileri kapsasın. Bizim yüce meclisten beklentimiz bu. Bunu bugün yaparsak en önemli işi hep birlikte başarmış oluruz” diye konuştu.

Gül: Belgede Siirt’teki teyzeden, Trabzon’daki ablamıza herkesin görüşü var

Adalet Bakanı Gül de, konuşmasında, 2019 yılının yargıda güven veren ve erişilebilir bir adalet için milat olmasını hep dilediklerini söyledi. Bu çerçevede Feyzioğlu’nun da anlattığı gibi Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin katılımcı bir anlayışla hazırlandığını ve tamamlandığını kaydeden Gül, “Bu belgede gerçekten toplumun her kesiminden 10 binlerce vatandaşın, Siirt’teki teyzenin de, Trabzon’daki bir ablamızın da, bir esnafın da, İzmir’deki bir öğrencinin de, İstanbul’daki bir avukatın da görüşü var” dedi. Mevzuatın büyük kısmının kanun değişikliği gerektirdiğini ancak ilgili paydaşlara düşen görevler de olduğunu kaydeden Gül, “Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla belli alanlarda KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesiyle ilgili önemli bir düzenleme oldu. Bu da yargı reformunun sadece paketlerle değil, Türkiye’nin sosyal ve hukuk devleti olduğu ve demokrasisini güçlendirmesi anlamında bir yaklaşımının tezahürü. Her alanda buna hız vermemiz Türkiye’nin kazancı olacaktır” dedi. “Sisteme hep beraber sahip çıkarak ülkemizin daha güzel, daha hukuki istikrara kavuşmuş şekilde sonuçlarını hep birlikte göreceğiz” diyen Gül, “İnsanlar gelir geçer ama yargı verdiği kararla o devleti ayakta tutar. Bu yüzden bu duyguyla gayret etmeye çalıştık. Ve barolarımızdan da çok büyük bir destek aldık. Bu çerçevede eksiklikleri de hep birlikte gidereceğiz” diye konuştu.

Şentop: FETÖ, 27 Mayıs’tan sonra kendine alan açtı

TBMM Başkanı Mustafa Şentop da, “Hukukun ve yargının tek bir ideolojisi vardır. Adalettir, adalet olmalıdır” dedi. Şentop, özetle şunları söyledi:

“Türkiye’de uzun yıllar hukuk ve yargı alanında ciddi sıkıntılarımız var… Benim şahsi kanaatim Türkiye’de darbeler dönemi başlayana kadar 27 Mayıs 1960’a kadar hukuk ve adalet herkes açısından önde tutulan değerlerdi… Darbeden sonra 27 Mayıs’tan sonra yargının belli bir ideolojisi olmaya başlamıştır… O tarihten itibaren yavaş yavaş önce yüksek yargının bir ideolojisi olmaya başladı. Bunu gören farklı çevrelerde dediler ki, biz de yargıda bir mevki bir makam bir alan açarsak kendimize kendi ideolojimizi ve siyasetimizi yargı eliyle icra etmeye başlarız. Uzun bir süreç. Çok girmeyeceğim. FETÖ’cülerin yargı içerisinde ve yargıyı ilk olarak birinci planda hedef alarak orada yapılanmayı hedef alarak çalışmalarının esas sebebi böyle bir zeminin Türkiye’de oluşmuş olması, mevcut olmasıydı. Tasfiye edildi. 

FETÖ’cü anlayışları bütünüyle sıfırlamak kolay olmuyor

Bu süre içerisinde bir takım yaşananlar var. Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki süreçte temel mesele vesayetin tasfiyesiydi. Vesayetin tasfiyesi yolunda mücadele ederken vesayete karşı mücadele ettiğini düşünen herkesle birlikte hareket ettik. Fakat bu vesayete karşı mücadele ettiğini düşündüğümüz kişiler aslında vesayetin bizatihi kendisini değil de, vesayetçileri tasfiye edip yeni vesayetçiler olmaya niyetli olduklarını fark ettiğimiz anda onlarla da mücadele etmeye başladık. İşin kısaca hikâyesi bu. Fakat tabi 60 yıldan fazla bir zaman yargıda bu vesayetçi ideolojik anlayışlar, yapılanmaların hemen çok kısa bir süre içerisinde bütünüyle tasfiyesi mümkün değil. Şahısları tasfiye ediyorsunuz ama anlayışları tasfiye için biraz zamana ihtiyaç oluyor. FETÖ’cülerin tasfiyesinden sonra da büyük ölçüde bir gayretle, samimiyetle çalışılıyor. Başta Adalet Bakanımız olmak üzere yargı camiası içinde yer alan tüm arkadaşlarımız. Fakat bu 60 yıldan fazla bir zamandır yerleşen anlayışları, FETÖ’cü anlayışları şimdi yakın zamanın tabiriyle bütünüyle sıfırlamak, tasfiye etmek kolay olmuyor. Bununla mücadelede sürdürülüyor. Bu bakımdan bugün yaşadığımız sorunların bir kısmı biraz bu iklimle, zihniyetle alakalı sorunlar. Ama bunların tasfiye edilmesi, düzeltilmesi Türkiye’de gerçek anlamda yüzyıllardır hakim olan hukuku ve adaleti önceleyen en üstün değer olarak gören anlayışın hakim olması için hep birlikte el birliğiyle çalışacağız.”

Yapıcı diyalog, katkı ve gerçekçi eleştiriler

Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı’nın Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle yapıcı diyaloğun önemini ortaya koyduklarını kaydeden Şentop, “Farklı görüşlerimiz olabilir ama yargıyla ilgili ideoloji yok, siyasi görüş yok. Hepimiz için adalet adalettir. Hukuk ve kurallar hepimiz için aynıdır. Bu anlamda hepimizin farklı görüşleri, eleştirileri olabilir ama yapıcı ve soruna odaklı mümkün olanı gerçekleştirme anlamında bir diyaloğa dönüştürmemiz lazım. Bunu sağladığımız zaman netice alıyoruz” diye konuştu. 

Adalet Komisyonu’nda genel kanun teklifi görüşmeleri sırasında başlayan muhalefetin maddelere geçildiğinde de devam etmesini eleştiren Şentop, yapıcı diyalog ve gerçekçi eleştirilerin siyasette de hukuk alanında da çok büyük katkı sunacağına işaret etti. 

Hukuk ve yargıda ideoloji ve siyaseti bir kenara bırakmalıyız

TBMM Başkanı Şentop, şöyle devam etti:

“Son olarak hukukta ve yargıda ideoloji ve siyaseti bir kenara bırakmamız lazım. İdeoloji ve siyasetin bir aracı olarak yargının siyasallaşması, hukukun siyasallaşması dediğimiz şeyin hiç kimseye faydası yok. Dalgalar geldi. Binlerce yıl devam edeceği söylendi. Ama bitti hepsi. Her şeyin fani olduğunu biliyoruz bu dünyada. Onun için süreçlerde de, dönemlerde de her şey fani. Kalıcı olan hukuk ve adalet konusunda Türkiye’nin yüzyıllar boyunca kendisini dünyaya örnek olarak koyduğu bu topraklardaki anlayışlardır, zihniyetlerdir. Bunlara riayet ettiğimiz sürece kökeni ne olursa olsun adalet adalettir herkes için, her insan için. Bunun peşinde olduğumuz sürece önemli mesafeler kat edeceğimizi düşünüyorum. Bu beraberlik ve fırsat için teşekkür ederim.”

Yemeğin ve konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi de yapıldı.

 

 

Haber ile ilgili Görseller

23.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.