Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı, dün gerçekleşen seçimler ile belli oldu. Sonuç şaşırtıcı değildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, siyasi serüveninde zirveye, yani Çankaya'ya çıktı.
Ancak seçimin tek sonucu bu olmadı. CHP, MHP'nin de dahil olduğu 9 parti, hatta Gülen Cemaati'nin 'görünmez' desteğiyle oluşan koalisyon, Ekmeleddin İhsanoğlu adında vücut buldu fakat tüm bu birliğe rağmen elde edilen oranda düşüş yaşandı.
Hukuçular, kazananın Demirtaş olduğunu söylüyor. Erdoğan'a ise bir mesajları var, "Aldığın oylar, çözüm süreci sayesinde!"
Erdoğan'ın geçtiğimiz yerel seçimlerde de, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aldığı oyları çözüm sürecine borçlu olduğunu dile getiren Elçi, "Vatandaş demek ki barış sürecine destek veriyor. CHP-MHP ulusalcı çizgide ısrarcı olurlarsa kendilerinin oyları HDP ve AKP'ye kayacak. HDP bugün zaten tek muhalefet partisidir. Ancak önümüzdeki seçimlerle birlikte göreceğiz ki, HDP ana muhalefet partisi olmaya aday. Karşısında duran partiler bundan ders çıkarmalı, bunu değerlendirmelidir" diye konuştu.
Elçi, "Demirtaş, batıda oylarını ikiye katlamıştır. Sebebi belli. Türkiye'nin real sorunlarını en iyi dile getiren aday Demirtaş'tı. Kimseyi kandırmadı. Herşey çok güzel demedi. Kanunsuzlukları, ayrımcılıkları, ezilenleri dile getirdi. Demirtaş gerçekleri söyledi. Bu da, Türkiye'nin her yerinde, cevap buldu. Öte yandan, yıllardan beri süren düşmanlık algılarının kırılmasına neden oldu. Bu çok önemli bir kazanımdır" dedi.
Elçi konuşmasına şöyle devam etti; "Şimdi yapılacak olan, süreci tehlikeye atmadan, önümüzdeki seçimleri Ekim-Kasım gibi bir zamana erteleyerek, yeni anayasaya katkı yapılırsa, bu seçimleri de etkiler. Öteki türlü genel seçimler için de çok parlak bir sonuç elde edilmez."
'ERDOĞAN'DAN UMUDUM YOK, GALİP DEMİRTAŞ'TIR'
Yazar-Avukat Eşber Yağmurdereli
Hukukçu ve insan hakları savunucusu Eşber Yağmurdereli ANF'ye cumhurbaşkanlığı seçimlerini yorumladı.
Yağmurdereli, Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak iktidarda bulunduğu sürece bütün devlet imkanlarını sonuna kadar kullandığını, bu imkanlar sayesinde seçilmeyi başardığını ifade etti; "Diğer iki muhalafet partisi kendi tabanlarına uygun bir aday gösteremedikleri için doğru seçmen sayılarına ulaşamadılar. Bunu sandık başına gitmeyen seçmenlerden anlıyoruz. Seçimin galibi demokrasi güçlerinin temsilcisi olarak Selahattin Demirtaş'tır." Toplumun böyle bir çıkışa ihtiyacı olduğunu dile getiren Yağmurdereli; "Batı da bu çıkışa ihtiyaç duyuyor. Son dönemlerde büyük bir güven sorunu yaşıyordu. Selahattin Demirtaş, buna karşı oldukça doğru bir söylemle yaklaştı. Aradaki buzları eritti" dedi.
Yağmurdereli, mevcut anayasal sistemin de zorluklarından bahsederek şunları söyledi; "Bu anayasanın 82'den beri değişmesi gerek. Bu ahlaka, insanlığa aykırı bir anayasadır. Bunu değiştirmek için bir güce sahip olmak gerekiyordu. Demokrasi güçlerinden biz bunu bekliyoruz. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasıyla pek bir şey değişmeyecek, kişisel hakimiyeti sürecek. Manevi ağırlığı sürecek. Herhangi bir şey yapmadı ve yapacağına dair umudum da yok. Dolayısıyla, siyasi güçlerin yeni bir anayasayı görüşmeleri gerekiyor."
"DEMİRTAŞ'A KAZANDIRAN DİL HDP'NİN DİLİDİR"
ÖHD Genel Başkanı Avukat Fırat Epözdemir:
"Tabi öncelikle şunu ifade etmekte fayda var. düşünüyorum. İlk kez Türkiye'de, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı o koltuğa oturacak. Bu demokrasi adına umut verici bir gelişme. Daha önceden yapılması gereken, geç gelen bir gelişmedir."
Epözdemir, başka bir noktaya da dikkat çekiyor; "Ancak hala milletvekillerinin cumhurbaşkanı olması önünde, meclis kararı gerekiyor. 20 milletvekilinin atacağı imza ile kişi cumhurbaşkanı olabiliyor. Bunun da ortadan kalkması, adayın direk halkla muhatab olması demokrasi adına da da önemli bir adım olacaktır."
Avukat Fırat Epözdemir, bu seçimin kazananının Recep Tayyip Erdoğan olduğu kadar Selahattin Demirtaş olduğunu söylüyor: "Demirtaş, kampanya boyunca yürüttüğü sağduyulu siyaseti ile, Türkiye'de ötekileştirilen tüm kesimleri bir araya getiren bir söylem oluşturmuştur. Bu dil HDP'nin de dilidir. Demirtaş'ın başarısı, HDP'nin başarısıdır. Geçtiğimiz yerel seçimlerde yeni bir parti olan HDP'nin, genel seçimlerde bu cumhurbaşkanlığı seçiminden aldığı ivme ile daha da yükseleceğini düşünüyorum."
Epözdemir, "Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığına adaylığında dile getirilen eksiklerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da dikkati alınması şart. Özellikle, AKP ve HDP'nin sık sık dile getirdiği bir yeni anayasa meselesi var. CHP ve MHP bu seçimde de bir kez daha, ulusalcı anlayışın çöküşüne şahit oldular. Bu şahitlikle, önümüzdeki dönem, demokratik koalisyona adım atarlarsa sevindirici olur. Yoksa, özellikle HDP'nin ihtiyaç olduğunu sıklıkla vurguladığı ve çözüm sürecinin önünde bir engel olan anayasa meselesi bir çıkmaza girer" diyor.
82 anayasasının ve bu anlayışın terk edilmesi gerektiğini dile getiren Epözdemir, "HDP kaldığı yerden çalışmaya devam edecektir. AKP de, çözüm sürecinde kararlı ise bunu yeni anayasa ile göstermek mecburiyetindedir. Halk, çözüm sürecine verdiği desteği AKP ve HDP'ye verdiği oylarla gösteriyor. Bu veriyi ıskalamadan okursa AKP, çözüm sürecinin önünü tıkamazsa, daha cesur ve barışçıl günler bizi bekler" diye konuştu.
'MADEM YENİ TÜRKİYE, ÖYLEYSE YENİ ANAYASA!'
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi:
"Halkların Demokratik Partisi'ni tebrik ediyorum. Zira Cumhurbaşkanlığı seçiminde, kazanan Demirtaş olmuştur. Uzun bir zamandır, Türkiye'de sosyalistler ve demokratlar bir boşluktaydı. HDP'nin bu boşluğu doldurarak önceki seçimde attığı adım, bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendini daha da göstermiş oldu" dedi.
Baro Başkanı Elçi, "Bu güven boşluğunu doldurmak için kampanya süresince Demirtaş önemli ölçüde halkla buluştu. Çok iyi geri dönüşler aldı. Sonucunu da sandıkta gördük" diye konuştu.
Demirtaş'ın da siyasi şansının arttığını dile getiren Elçi'ye göre; tüm bunlar önümüzdeki dönem için kritik önem taşıyor;
"Bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Sonuçları iyi okumak gerekiyor. Başarılı olunan yerler, eksik kalınan noktalar tartışılmalı. Eğer bu seçimler iyi okunursa önümüzde genel seçimler var. Yüzde yüz yansır mı bilemeyiz ama siyasi söylem güçlendirilirse önümüz açık diyorum."
Elçi, Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığının da şaşırtmadığını söyledi; "Beklenen buydu. Şimdi kendisinin de iddia ettiği Yeni Türkiye için ne kastettiğini öğrenmek istiyoruz. Bize göre; Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Kürt sorunu içim yaşamsal bir konudur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın verdiği iradeye karşılık ne yazık ki bu başarıyı sergileyemedi. Yeni bir anayasa yapamadı."
Elçi şöyle devam etti, "Şimdi tabi daha aktif bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyor Erdoğan. Doğrudan halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olması da bunun en büyük kanıtı. Erdoğan, isterse Kürt sorununda daha etkili bir aktör olabilir. Çözüm sürecini daha iyi yönetirse, daha başarılı olabilir. Yeni cumhurbaşkanının da adımıyla, tüm toplumunun ihtiyaçlarına cevap veren bir anayasa yapılmalıdır."
'DARBE ANAYASASI İLE CUMHURBAŞKANI OLMAK SORGULANMALI'
Avukat Ramazan Demir
KCK davası avukatlarından Ramazan Demir de, seçim sonuçlarını yorumladı; "Katılım beklenenin altında olsa dahi Erdoğan'nın başarısını kabul etmek gerek. Erdoğan'ın Çankaya'ya çıkma hırs ve isteği 2002'de, başbakan olduğu zamandan beri vardı zaten. En etkili ve yetkili olma egosu hiç bitmedi. Cumhurbaşkanı olmak ile bunun son halini de yasamış olacak" şeklinde konuşan Demir; Selahattin Demirtaş'ın başarısını ise şöyle değerlendirdi:
"Demirtaş'ın başarısı bence muazzam bi başarı. AKP'nin hep övündüğü şey olan "Türkiye'nin her yerinden oy alan partiyiz" argümanını Demirtaş bu seçimle elinden almış oldu. Demirtaş, Türkiye'nin her yerinden oy olmakla kalmadı, zaten varolan oyları da katlamış oldu. Bu oyların korunması ve gelişirilmesi durumunda gelecek dönem ana muhalefet daha da sonrasına Türkiye siyaseti olmaması için hiçbir engel yok bence."
Demir, yeni anayasa için de şunları ifade etti: "Şuanki anayasa olduğu gibi çöpe atılmalı. HDP ve Demirtaş'ın seçim dönemi ortaya koyduğu ilkeler üzerinden ülke ihtiyaçlarına uygun demokratik ve çoğulcu bir anayasa şart artık. Erdoğan, seçildi ama darbe anayasası ile cumhurbaşkanı oldu. Bu yönüyle meşruiyeti sorgulanır.