23 Nisan Etkinlikleri
Tarih: 23.04.2015 | Okunma Sayısı: 3204
 

BASINA VE KAMUOYUNA

 Bugün ülke genelinde, dünyanın farklı ülkelerinden gelen binlerce çocuğun katılımıyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Fakat son zamanlarda çocuğa yönelik şiddetin artması, Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmelerine uyulmaması ve en önemlisi de yaşam hakkının ihlal edilmesi nedeniyle  tarafımızca sevinçle kutlanamayacak bir bayramdır. Zira 1992 yılından beri “Silahla vurulmak, bombayla öldürülmek, mayına basmak, zırhlı araç altında kalmak, savaş uçaklarıyla vurulmak’ gibi nedenlerle yaşamını yitiren 479 çocuktan 9 tanesi bu yıl hayatını kaybetmiştir. Bunların her birinin ayrı bir öyküsü ve derin bir acısı var. Misal; yüzündeki boya izleriyle Ümit KURT, parçalanmış bedenleriyle ROBOSKİLİLER, “tutuklanmayacağını” düşünen polislerin kurbanı Nihat KAZANHAN, ekmek almaya giden Berkin ELVAN, terörist sanılan Uğur  KAYMAZ, balkonda duran Mehmet UYTUN, koyun otlatmaya giden Ceylan ÖNKOL ve daha niceleri..  
 

Son zamanlarda Cizre’ de katledilen çok sayıdaki çocuk kamuoyu vicdanını derinden yaralamıştır. Ölümlerin meydana gelmesinde sorumlu olanların güvenlik güçleri olması, bundan kaynaklı olarak objektif ve nesnel yargılama yapılmaması, soruşturmaların etkin yürütülmemesi, ve faillerin ortaya çıkarılmasında güçlü bir irade sergilenmemesi gibi bir takım sebeplerle halkın hukuka ve adalete olan inancı zayıflamıştır. Dolayısıyla bu durum halkla devlet arasındaki bağları kopma noktasına getirmiştir.

Çocuk bayramının ilk ve tek kutlandığı  ülkemizde, 20 Kasım 1989 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi imzalanmasına rağmen hakların uygulanması noktasında sorumlulukların yerine getirilmediğini görüyoruz. Nitekim her gün adliyelerde İşkence ve Kötü Muameleye maruz kalan, taş attığı gerekçesiyle örgüt üyesi sayılarak yaşından büyük rakamlarla yargılanan, tutulduğu cezaevinde cinsel istismara uğrayan yüzlerce çocuk var. Bu çocukların korunması, rehabilite edilmesi, eğitilmesi ve yetiştirilmesi gerekirken, toplumdan soyutlanarak kriminilize edilmesi, yaşadıkları ağır travmalarla birleşince topluma adapte olma konusunda ciddi problem yaşamalarına sebep olmaktadır. Dolayısıyla Anayasada ve Çocuk Koruma Kanununda yer alan düzenlemelerin hayata geçirilerek çocuğun cezalandırılması yerine ıslah edilmesinin amaçlanması birinci görev olmalıdır. Bu çerçevede Çocuk Cezaevlerinin Kapatılması, Çocuk işçiliğinin son bulması, Çocuk istismarının engellenmesi, Çocuğa karşı ayrımcılık yapılmaması ve Çocukların sosyal çevresiyle uyumlu bir ortamda yetiştirilmesi gerekliliği ortadadır.

Öte yandan her yönden sömürülen, istismar edilen,mağdur çocuk olgusu ile karşı karşıyayız. Bu sömürü ekonomik olabildiği gibi kimi zaman cinsel bir sömürü de olabilmektedir. Kısacası dünya genelindeki savaşların da etkisiyle çocuklar yarınsız bırakılmıştır.

Dolayısıyla bizler sorunların çözülmesi noktasında ciddi bir politikası geliştirilmesinin zaruri olmasıyla birlikte , Çocuk bayramının kutlandığı bir ülkeye çocuk cesetlerinin yakışmadığını ifade eder Çocuk hak ihlallerinin son bulmasını temenni ederiz. 23.04.2015

ŞIRNAK BAROSU

İNSAN HAKLARI MARKEZİ         &         KADIN ve ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
24.11.2024
AV. ABDULLAH FINDIK
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.